Yükselir kentin vaveylası, lal şafakların tutuşur dilimde..
Bilirim ; kırılan aynadaki yüzüne dokuz kere ağladın, ben dokuz doğururken öksüzlüğüne.
Misal ; Hayat, küçük parmaklarınla yüzüme çizilen annehecesi ise Masala uzak, gerçeğe yakın düş ötesi bir hasret içerim, gençliğinden.
Demir kapıların ağır ve baskın sesinde Saçlarımı ismine uzattığım nehirlerden akarım, avuçlarımda gözlerin..
Ahh..! Mısır’da ayaklanan Filistin askısında acılarıma ilişen, o vakur gözlerin.. Ya da Körebe oyunlarında yenik düşmüş bedenime, bıçak gibi saplanıp kalan kederin Anla ki ; "Yollara düşmüşüz yolumuz gurbet" öylesine derin..
Kan ve kin kokusu esip geçerken başımdan Ve sen öyle mahsun, öyle içli gülümserken Duyarım ; içinde denizler büyütürsün, mahir ellerim olmadan.
Ayışığında uzar kentin ara sokakları, demir ökçeler vurur ayaklarımı..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Turnalar süzülürken.. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Turnalar süzülürken.. şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
var olasın