Tanrılar da ölürmüş.Ne gözlerinin yalımı ne dudağının sürmene bıçağı zarifliği iz bırakmadı kabuğu tunçtan yüreklere Geldiği gibi hiç kalmadan gidiyordu hayaller ırzı kırılmış bir akrepti zaman zehri amansız Filinta yalnızlığıydı hep baş ucunda içindeki dalgalanmanın tek sebebi rüzgar değildi kaç insan boğulmuştu azgın sularında. Onun suçu değildi tek suçlu rüzgardı belki, Bir anda kaldırıverdi bilincin eteğini üryan kaldı sevdası. Gecenin karanlığı bir tokat gibi çarparken yüzüne taşları oynayan bir kaldırım gibiydi yüreği. Bir tomar yalnızlık vardı elinde dağıtıyordu bitmiyordu. Tanrıların da ölebileceğini anladı. Öldü Ağladı. |