Kayıp Değer 3 (Göçün Öcü)...
Hüsnü hürya edince ömrü dar eyledik
Hüznün galeyana gelince sevdayı nüsha ettik Sırattan geçerken kılıcın parıltılısını seçtik Ne cennet ne cehennem bildik Araf yanığı kalbi aşka mabet kılıp hüzne gönül çektik /.../ Dürülür ritmi trajedinin Sesine gizlenir yıkıntılar Saçı sakalı ile yarışan bir adam Dökülür su gibi göç yüzü Dolanır gözleri yorgun uzaklara Ufka gömülen gökyüzünü s/almış Deniz’e bakar -Soydu cümlesinden mesel tüflü bir taşı, dokundu münzevi dalgaların üstünden güneş eskisi parıltılara. Baktı; şulesi ölü, mecruh maşuk. Daldırmış gönlünü düş derinliğine tortular tecride tanık. Dalgalandıkça hare, hare martılar vakur sesiyle şarkılar söylemekte. Gün ufkun dudaklarına gömüldü sessizce. Kim bilir kaçımızı yaktı ki bu güneş yüzünü arayan zehirli bir düşün üstünde dönerek ilerliyor gecenin içine.- Ah betimi olur mu akşam güneşi gibi bir öpüşlük aşkın Sevdasını unutamaz hiç kimse Seferi sarhoşluk taşır gittiği yere Dünden Bugünden Yarından Götür beni de İçimde garip bir his var Kimseyle vedalaşmadan geleceğim seninle Kalırsam Dağlar ve nehirler çürüyecek Ellerim de Zaman ilaç olmuyor Dalgın uykular yataklara serildikçe Kimsesizliği örten karanlık Kim sarsa aldırmam Onlar benim için gölgedir İçimdeki kör kuyuya düşer Hayalin işgalinde eşkâlini seçer Var oluşun iltica eder aklıma Böyle ulaşabilirim kendime Sen sürdür yengini ömrün yettiğince Yanılsamayla gerçeğin uzağına düşmüş gibi Göç öcünü alır gider bırakmaz hiç kimsede |
Dalgın uykular yataklara serildikçe
Kimsesizliği örten karanlık
Kim sarsa aldırmam
Onlar benim için gölgedir
İçimdeki kör kuyuya düşer
Hayalin işgalinde eşkâlini seçer
Var oluşun iltica eder aklıma
Yürek Çağlayanlarınız kuraklık görmesin...severek okudum...Tebrikler...