Sudan Sessizlik...
Dokunsam harelerine çoğalır suda tebessüm
Nereye gitse denizin bir ucu... Benim. Atlas kemiğini soyunmuş Hangi kayayı yoklasa boynu bükük Ay nerede dursa içimizi döktük Islaktı çoğalan hayat güncesi Dip in’den çıkmak nedir bilmedik ... -Sensiz sessizlik geceleri- İşgalin uzanan parmaklıkları arkasında Sustukça konuşur gibi Ah çekti, suyun sesi -Ne/me- kırılan kirpiğin grameri- Düş’se ateşten... Kimse görmez, avuçladıkça... -Su içinde mavi- Oysa ne koyudur daralan şeffaflığı O yüzden değimlidir pınarın son bulduğu nokta Bilse akmazdı her gediğin kollarına -Bulanık bir suyum şimdi- Enki’nin duru koynunda Suyun sesi neyi anlatır sana... |