Sayıklamalar Aşkına
haydi gel
h/içli bir yalnızlıkta içelim geceyi bezgin ruhumuzdan sızlanırken ay yürüyelim saatlerin karanlığına inançsızlığın tapınağı gibi koruduğumuz bu ıssızlık çıldırtıyor beni içelim geceyi sayıklamalar aşkına dışı sevda içi ateş bu beden yeniden doğmanın parolasını unutmuş inanmaya ihtiyacım var benden yeni bir düş yaratılır mı söyle bana alacalı bir denizin kenarında kumlarla oynayan pamuk prenses benim avucundan seneler döküldükçe kadınlaşan sırlı aynalardan kalma şamar izi yanağında yüzüm karmakarışık bir çığlık kimsesizliğim ellerinde şimdi gözlerimdeki boşluktan öp beni o gözlerin çukurunda sen varsın al kendini dilinle tuzlu anıların arasından görmek ve sağanak gibi sevmek işte tüm mesele bu bizi uzaklara götürecek zaman azaldı sessizliktir zamanın ipliğini kanatan kasıklarımızda çatlak yutkunuyor zehir zemberek h/içmişiz beni unutmadan önce kendi dertlerine kapanmadan önce hünerli ellerinle soy beni açtığım kapıdan gel yeni bir ben yarat sayıklamalar aşkına öldür beni inanmaya ihtiyacım var... |
yüzüm karmakarışık bir çığlık
kimsesizliğim ellerinde şimdi
gözlerimdeki boşluktan öp beni
o gözlerin çukurunda sen varsın
bu şiiri yormamak lazım
derinliğinde anlamları çoğaltabilen
ne uzak ne yakın bir sesti / tam kalbin sesiydi
kısaca şiir gibi şiirdi...
çokça beğenim ile
tebriklerimi bıraktım...saygımla