ÖLÜMÜN DİĞER ADI
Ölümün diğer adı hasret.
İyisi mi ben seni cam fanuslara kapatayım miniğim. Gider gelir bakar dururum masum suretine Sen değil misin kâbuslarımda beni izleyen Bir kere değil bin kerecik de sen olursun izlenen. Ölümün diğer adı zalim, küçüğüm Vicdanı yok kalpsizin Seni beğendi kendince ve biz… Biz alamadık, kurtaramadık ellerinden seni Pek güçsüz, pek korunmasız bildi bizi. Aslında biz olmayacak duaya amin dememeyi çoktan öğrenmiştik. Sanmıştık ki ölüm bize uğramaz, bize bir şey olmaz Şükretmiştik sağlığımıza, sofradaki tuzumuza Kuş yuvasını dağıtmak günahtır küçüğüm Dişi kuşun bir kanadı yok artık en kötü zamanında. Ha miniğim söylemeyi unuttum, Ölümün diğer adı zamansız. Sen gittikten sonra çok şey düzeldi Geçti kalbimizin duman lekeli günleri Soluduğumuz hava kara değil artık Her gece hayal ettiğin masal kahramanımız geldi Çok üzülüyor sana yetişemedi Ayak seslerini arıyoruz hep birlikte Bazen sessizlik sarıyor odaları Hayır, sensizlik sarıyor Duvarlar bizden daha çok konuşur oluyor bazen Pazar sabahları neşesini arıyor kahramanımız. Kraliçemiz pek bir kırık pek bir dökük Ama hepimiz birbirimize benziyoruz küçüğüm Yanına gelmediğimiz zamanlar hariç hayata gülümsüyoruz Lakin tutamıyoruz gözyaşlarımızı Sofradaki tabak sayısı giderek azalıyor, mani olamıyoruz. Merak etme küçüğüm, Ölümün diğer adı emanet. Sen benim içimde emanetsin, Ben senin melek kanatlarına… Uçur beni yanına. BAŞAK KURU |