Okuduğunuz şiir 22.7.2011 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Suskunbiradam (Turgay)
Bazen Beş Mevsimdir Hayat - 3 Kış
Penceremin ıssızlığında cama kenetli gözlerim. Dışarıda yağmur var, uzak bir kentte kar. Güzel bir kış sabahında, ıslattığım camın gerisinde, Yine her zamanki yerimde, sessiz gemimdeyim.
Şehrimde seller akıyor, çamur rengi. Toprak kokusu çekiyor beni iyiden iyiye. Çok uzaklarda bir kentte, Ak bir örtü serilmiş, yemyeşil çamlara. Kefen örtüsü gibi sarılmış güzelim fidanlara. Şehrimde toprak kokusu, uzaklardan gelen kefen örtüsü, İşte bu, çıplak ağaçların hazin öyküsü…
Her yerden, her tonda sesler. Bendeyse artık sıklaşan nefesler. Dosta kelamım; “Helal et hakkını!”… “Bir dokun, bin ah işit!” derler ya, Dertliymiş O da, meğer benden. “Ağlama duvarındım, korkuyor musun yoksa ölümden?” Bir kuaförün fön makinesinin anaforuna kapılıyor, Suskun haykırışlarla, dönerek yok oluyor ruhum o an. Hadi! Bir daha “Şerefe!”…
Ne dostlarım varmış meğer? Bir başka dosttan gelense her şeye değer: “Yeni yerini söylemeyen sen, mezara da yalnız gidiver!” Akabinde O’ndan bir söz; tabi her şeyden bihaber… “Bana ihanet eden yerin dibine gider!”
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bazen Beş Mevsimdir Hayat - 3 Kış şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bazen Beş Mevsimdir Hayat - 3 Kış şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İçeriğindeki her bir satırı tekrar tekrar okudum hem suskunluğunuzda sesiniz çığlık olmuş hem kaleminiz en güzel ifadeyle anlatmış sizdeki yalnızlığınızdaki hazinliği
"Bazen Beş Mevsimdir Hayat " dersin ya şair Bazen daha fazla olduğunu da düşünmedim desem yalan olur usta Bazende dört mevsimden bile az
Bulamadığım mevsimin eksiklerinde yaşanmışlıklar ,çoğalttığım mevsimlerin ucunda mor kurdelaya bağladığım ,mavi-beyaz düşler Gökkuşağının sekizinci rengini sürgün gözlerim,henüz yazmadığım şiirlerin içine sakladığım gülüşlerimin,güngörmesi dileğiyle... Haklısın hayat bazen çok bazen yok mevsimdir usta...
Şehrimde seller akıyor, çamur rengi. Toprak kokusu çekiyor beni iyiden iyiye. Çok uzaklarda bir kentte, Ak bir örtü serilmiş, yemyeşil çamlara. Kefen örtüsü gibi sarılmış güzelim fidanlara. Şehrimde toprak kokusu, uzaklardan gelen kefen örtüsü, İşte bu, çıplak ağaçların hazin öyküsü…
Her yerden, her tonda sesler. Bendeyse artık sıklaşan nefesler. Dosta kelamım; “Helal et hakkını!”… “Bir dokun, bin ah işit!” derler ya, Dertliymiş O da, meğer benden. “Ağlama duvarındım, korkuyor musun yoksa ölümden?” Bir kuaförün fön makinesinin anaforuna kapılıyor, Suskun haykırışlarla, dönerek yok oluyor ruhum o an. Hadi! Bir daha “Şerefe!”… DİNLEDİM ÇOK ŞAHANE SEVGİLİ DOSTUM ELERIN VAR OLSUN ŞEN VE ESEN KALIN
Ne dostlarım varmış meğer? Bir başka dosttan gelense her şeye değer: “Yeni yerini söylemeyen sen, mezara da yalnız gidiver!” Akabinde O’ndan bir söz; tabi her şeyden bihaber… “Bana ihanet eden yerin dibine gider!”
Bu şiirin öyküsü ne olursa olsun duygu baskın yanını bir kenara atsak bile kalan yine şiir olurdu. Bence sadece final bile seçkideki yeri hak etmiş. kutluyorum
Kişi kendini asla doğru değerlendiremez bana göre. Sözleriniz bana mutluluk verdi. Çünkü ben de hep düşünmüşümdür; "Acaba duygu baskın yanıyla mı okunuyor?" demişimdir. Değerli yorumunuza bir kez daha teşekkür ediyor, selam ve saygılarımı bırakıyorum.
Merhaba Turgay... Üçüncü bölümü de geldi şiirinin ve layık olduğu yeri aldı seçkiden...
Hayat gerçekten 5 mevsim mi? Sığar mı 5 mevsime? Ve daha nice sorgulamalar yaptırmıştı bana bu şiir ilk seslendirdiğin zamanlarda. O sorgulamalar hala devam ediyor yüreğimde...
Şiire tesadüf mü bilemiyorum ama; şehrimin resmini koymuşsun. Görünce öylesi çok şaşırdım ki... Bir şiirde kendi şehrimi görmek beni mutlu etti desem duygularımı ifadede yeterli kalır mıyım bilemiyorum.
Şiirin ilk bölümünde yaz, ikinci bölümünde güz mevsimini işlemiştin. Kış mevsimiyse, uzun geceleri nedeniyle daha bir acı geçmiş sanki. Çok daha fazla kendini dinlemişsin bu mevsimde.
Şimdi biraz bölümler halinde kısaca göz atalım.
İlk bölümde büyük özlemler göze çarpıyor. Hem dışarı çıkamamanın, eve adeta mahkum olmanın sıkıntısı; hem de başka şehre olan özlem "Dışarıda yağmur var, uzak bir kentte kar." mısrasıyla o kadar güzel anlatılmış ki. Belki gerçek bir öykü olması bu anlatıma daha da güç katmış.
"Şehrimde seller akıyor, çamur rengi. Toprak kokusu çekiyor beni iyiden iyiye. Çok uzaklarda bir kentte, Ak bir örtü serilmiş, yemyeşil çamlara. Kefen örtüsü gibi sarılmış güzelim fidanlara. Şehrimde toprak kokusu, uzaklardan gelen kefen örtüsü, İşte bu, çıplak ağaçların hazin öyküsü…"
Ölüm korkusu mu desem yoksa korkusuzluğu mu? İkinci bölümde bana göre ölüme rest çekiş var. Sevdiğine kavuşamayacak olmayı düşünen bir ruhun ölüme rest çekişi... Bu bölümü ilk yazdığından beri çok sevdim. "Ölüm sevilir mi?" deme... Bu bölümü sevme nedenim; sevgin uğruna ölüme olan restinin içtenliğini harika ifade edişin idi.
Üçüncü bölümde dostunun sana söylediği o dostluğa yakışmayacak lafa, ruh halini anlatan mısralarla verdiğin cevap beni çok etkiledi:
" Bir kuaförün fön makinesinin anaforuna kapılıyor, Suskun haykırışlarla, dönerek yok oluyor ruhum o an. "
Ve diğer bölümde diğer dostunun sözü... İki dostunun da sözleri sana o denli dokunmuş ki; mısraları adeta raksettirmişsin. O anki evden çıkamadığın halinle hem de...
O halin geldi şu an gözlerime. Belki sıktığın yumrukların, belki camı kırarcasına hafif vuruşların, nefesinle camı buğulayışların, göz damlalarının camdan süzülüşü...
Sevgili Gülnagme, şu yoruma ne diyebilirim ki? Empati yap. Sen olsan ne derdin ki? Ne diyebilirdin? Ruh halimi bu kadar güzel tahlil, bu kadar güzel analiz etmek sana çok yakıştı. Duygularının ve yazdıklarını okuduktan sonra dedim ki; "Bu yoruma asla başkabirşeyler yazamazsın Suskunbiradam..."; susmalı ve sadece bu yorumu yazan yürek önünde sevgi dolu, saygı dolu bir ruhla eğilmeli... Sevgilerimle...
Sizi burada yeniden gormek sevindirdi.Duygular cok guzel nefis tok bir ses.Muzikte gecisleriniz cok buyuk bir emekle yapilmis. Sizi ve siirinizi ictenlikle kutlarim,tebrikler. Saygilar,selamlar
Merhaba Nilgün Hanım... Evet, uzun bir aradan sonra yeniden döndüm siteye. Seslendirme konusundaki güzel sözlerinize teşekkür ediyorum. Seslendirmeleri artık kendim yapıyorum tamamen stüdyo ortamında. Teşekkür ediyor, selamlarımı bırakıyorum...
Sevda sorguları, sesimi sesinde üşütüyorum, nazik ifadelerin olması gereken yerde kaba ses tonları ve bu ses tonunun olduğu yerlerde o ifadelerin tersine bir o kadar sessiz ama bir o kadar da hayati kararlar barındıran suskunluklar ve kendi sessizliğinden korkan şair… Korkularının ifade etmekten çekinmeyen, güçlülüğünün farkında olan bir sine… Kolum kopsa ayaklarım var, ayaklarım kesilse gövdem var, gövdem yıkılsa ruhumla ayakta kalmaya çalışıyorum.
Şair Ne biliyor?
Kendi kimliği içinde bildiği şiirine katmadığı, henüz katamadığı sözcük ve imgelerin, metaforların kalabalığı. Bu kalabalığın bir imge ve sözcük okyanusuna dönüştüğünü görüyor. Çatlak, çorak bir toprağa basıyorken elinde minicik kalemiyle o denizden ölmeyecek kadar beslenebileceğini biliyor. Elinde kovalarla tatlı sulardan doldurup gelenlerle işi yok şairin. Şiiri besleyecek acı denize daldırabileceği kuru bir kalemi var sadece. Beklenmedik bir anında denizin, bir anlık daldırıp çıkarıyor kalemini. O kalem kurumadan yazacağı ne varsa yazıp bitirmesi gerektiğini biliyor.
Ama duygusal zekasının yüksek olduğunu, ceplerinde taşıdıklarının, şiirine doğru zamanda kendiliğinden bir güvercin olup konacağını biliyor . Bir şeyi daha biliyor ; zekasını ezmeye, sömürmeye, yok etmeye, şiddete, bencilliğe yönelik kullanırsa ceplerindekiler serçe sürüsü olup bir kerede toplu halde terk edeceklerdir onu. Onları yeniden toplamanın bir ömür alacağını biliyor şair. Bu yüzden güncelin çıkarcı insan ilişkilerinden kaçıyor şair.
tebrikler şair....
qizLi özNe tarafından 7/22/2011 1:49:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
qizLi özNe tarafından 7/22/2011 2:31:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
doğduğum içinde huzur bulduğum mevsim
bütün ayrılıklar sevdadandır şair
bütün gitmeler
gidememeler
kutlarım beş mevsim fırtınaları esmiş sayfanızda.