gidenler,,,, kalanlarEys’ in son mekanı yolumun Saçındaki yağmurla başladı elveda, Yakışırsa sensizliğe bu şehir Taşınır namından koca İstanbul.. Daldığın asfaltın; geceyi aratmayan siyahına bırak, uykusuz düşlerini.. Sabahı bekle.. Hoşçakaldığım gibi.. Güneşe doğru sürüklenirken soğuk güzergah Düşük devirde, zamanı solur saat Nasılsa dünkü kafasında ayyaş Titreyen ellerinde kalemi kurak Sohbeti yüreğim mi ki?; Nehrin çatlağından taşan yangın, Boyumu aştıkça arsız, ıslandıkça çıplak.. Yuvasız muson yalnızlıklar; ardından ılıyan sema ve mavi, Çehresiz dilendikçe camekan sevdamı; Sırasını şaşırır demlenen gözlerim, Komşu hüzünlerin mızrabına da, Alaca karanlık notadan ağlar.. Dirilse de ruhum mahremi sesimden boşanıp, Kullanılmış kelimelerin dilinde yansır, Avcunda kıt tutmaç yarım elma, Kaderin yalanına bel bağlar.. Hasretini gurbetim yapan; Asi dağları fani adreslerin, Fazla meşakatli ölen yıldızları defnettiğim yolculuk, Nikahsız aşkın, yastık altı masalı en temiz günah, Hükmü yoktur kansız dudakta mevzilenen, hevesten ibaret ateşkeslerin.. D/İnleme; Yaşarsa sen koy adını yabancı günlerin, Sele teslim oldu bu mevsim, temmuzda ki yürek, Pamuklu alfabeden damlayan şire, hatrına her acı, Nefret yanığında gayrı ırak lisanın, Mola vermese de yolcu; musaitim uçurumunda vereceğim son nefese.. Tik tak arası voltaladıysam her ihtimali; Gidenin kıyılan mor kokulu yaprakları mı, kalanın kiralık gecesi mi, yarın için yeterli..? Toprağın döşünde sonsuzluğa bezenen uykumu, Sen mi? İnfaz dilekçesinin, kabul imzasında ki ben mi,? Biçilen kasırganın, dineceği tende aşka daha geçerli?.. ’ güneş dağın sırtından tırmanmaya başladı, ’ dokunmak, bir tek bana yasak, ’ ayrlığı öpemediğim için esmer gözlerinde.. AŞKA ECEL FIRSATI karan |