buğdayın yüzüyarına kurduğum köprüleri; sensiz kalan düşlerin, bozgun yemiş uykularıyla yıktım.. ölümün, sığ kara kışına kıvranma şikayeti ruhuma azrail bedenimin evet, üşüyoruz; ben ve sensizlikte ne varsa soğuk sabahın, dumanıyla sardım tütünü kırmızıya mayaladım kurak yağmurları intihar şiirlerinde kırdım kalemi kıymayın dolunaya, ne olur örtün üstümü.. tek bir söz bile söyleme; aşka kanarım, kalbin yalansa da.. sana değil kan tutan gözlerim sürmesiz ağıtlarınsa alayı senin kırk kanadındayım kırk acının tenimde uludu güneşin gölgesi merhametten maraz öfkem kısır göçle geceye uğurlandım avcumun çizgisinde kör şafak azara baş eğdi süngü nöbeti yâr teskere vakitle firara bir adım ben bana bilmem kaç şehir uzak.. alışırım gözlerimin ellerinde kapanışına hadi çık, saklandığın karanlıktan dilinin altında kabuk tutan ne varsa bırak çık dağlanan mısraların, anıların beyaz külü savrulmadan çık.. her hikayenin zindanına, bir yürek mapus ettim, benim hikayeme müebbet, tek gerekçe hasretin.. vur vuslatı, bu mahşer bize vur umutlarımı, bu hayat kahpeden hisse karan |
aşka kanarım, kalbin yalansada..