kaç kere doğurdun beni anne? neden binlerce kez ölüyorum...
kaç dünyanın çölüdür kum saati kaç şiirin dölüdür kağıtlara su kokusudur duyduğun toprak kokmaz belki şehre bir film gelir diye kaç duvardan atladım urbamda kemiklerim kentin dibi kara lekeli estağfirullah tövbe istiğfar ruhum günahın koynunda aklanır sandım
müphem sokakların çıkmaz kaldırımlarında soysuz kedilerde var elbet yoz kentin arka bahçesine gömülü anneler ve sevdalar kadavra suratlı kahkahalar etimi sarmış itirazım var kısır kaldı hevesler doğurgan şererfsizlerin makamında kaç kalem kırdılar başım üstünde bozulmadı inkarım
küçüktüm ufacıktım top oynadım acıktım (toprağa) her insan tecilli ölüdür...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ağla duvarı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ağla duvarı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
--- yapraksız dallarına ışıklar giymiş ağaçlarla göz gözeyken nasıl da düş" tün aklıma böyle yankılanıp yamaçlardan büyüyerek Yagmurlu bir Köln gecesinde
olağanüstü desem abartmamış olacağım sanırım şiiri
kutlarım dost yürek.