Ömründe En Çok Beni Sevdiğini Söyleyen
/İsteseydin sevdamı bulup gelirdin Çinden
Kapında sabahlardım geçirseydin içinden/ Bir gece avuçlarına bıraktığım ayrılığın yankıları çınlıyor kulaklarımda Gecenin yarısı yalnızız Bu kez sustum dinliyorum sadece seni. ... Derin sessizlik Ayrılık Sükût Son ... Bensizliğe ömrünün hiçbir deminde alışık değildin Bunu bilerek ve dileyerek gittim Aklında kalan son dua gibi sayıkla şimdi Can simidi ismimi yalnızlığınla Ve içinden ameliyatla alınmış bir parça gibi Yokluğumda yalnızca bensizliği yaşa Terk etmedim seni Sıyırıp ruhundan sende kalanlarımı Ta hücrelerine dağılan kokumu da sessizce alıp gittim Son kez bakılmamış göz kaldı Son kez sövülmemiş söz Ve hiç sevilmemiş, sevilmeyecek öz Gidişim hiçbir ihtimal dâhilinde gizli değildi Oysa tüm kapılar sana açılıyor Ve kapanıyordu ardım sıra sana Üzerine diktiğimi sandığım bir beden büyük aşkı Senden söküp alırken gözlerin gözlerime temas etseydi Çukuruna gömülmek isterdim bende belki uğruna ömrümün son yeri dediğim gamzelerinin Ve beni bir ömür yüzünde taşımak korkusuyla Gözlerimi bile geçirmezdin aklının şeridinden Hep dediğim gibi ’Hiçbir ayrılık sebepsiz değil’ yine ’Sus! ’ Ama konuşmasam ölürüm Gülüşüm olmadan yağan yağmurlar da büyüt sevdalarını Meryem gibi babasız sevdalar düşsün rahmine Şimdi hiçbir avuntu seni saklayamaz Aç kalmış hiçbir bebek anne memesini sayıklayamaz Ve yalanlarla donatılmış aşk mahkemeleri bu celselerde bizi aklayamaz İki büklüm anne karnındaki cenin gibi Elinde kalacak papatyalar... Allah soracak hesabını diline doladığın yalanların Ve sen yetim bir sevda doğuracaksın Gün görmemiş kardelen telaşında. Öksüzdür bensiz sarıldığın yastıklar Kokumun üstünde kaldığı bütün eşyalar öksüzdür Hasretim içini çoktan delik deşik etmiştir Sessiz ve ürkek olmayı seçen yüreğin mahkûmdur Dal kırılması ile nereye gideceğini bilmeyen bir ceylan misali İçinin karakışı parmak izlerimi düşecek İçinde hiç durulmayacak bir fırtınanın hatırına Artık adının yanında olmayacak adım hiçbir şiirde Canın yanmasın. Ama kimsede durmadığı kadar güzel duracak Üstüne oturan ayrılığım... Ördüğüm sevdanın duvarlarından her gün birini yıktın Bu günü tarihe dipnot düş istersen İnceldiği yerden kırdığın kalemdi bizi sen ve bana bölen Sen ki Ömründe en çok beni sevdiğini söyleyen... /Döküntülerini de al öyle çık gönlümden bir zahmet Bir Mehmet’ti öldürdüğün doğurduğun bir Mehmet/ 14.10.2009 – Ağrı |
yüreğinize kaleminize sağlık