Firari gönlüm
Önce ince bir yazma düşer boynundan aşağıya
Sonra kristal bir gözyaşı yıkar avuçlarını Sığınmaya muhtaç bir kedi yavrusunun Hüzünlü bakışı çepçevre sarmakta yüreğini Ağlıyorsun! Ağlayamamaktan ağlıyarak Kaçıyorsun hüzünden ve bazen mutluluktan saçak altlarına Kaçarak yaşamaya yeni bindirmeler yaparak Saçlarına düşen her bir yakamoz tanesi Bent kurulmuş bedenini yıkmakta Direncini pamuk helva kıvamında boyayarak. Saçlarına gizlenmiş güvercin yumurtalarının Beklerken kabuğundan çıkmasını Yüreğinde biriktirdiğin her narin düşünceyi Döşek yapmaktasın mavilere firari olmuş Kayıp anne şefkati yerine. Kuruttuğun tebessümleri saklarken defter aralarında Mahremine düşen ince bir tebessüm Kızıl bir kıvılcıma döndürür gamzelerini. Damağını yakan koyu bir kahve değil şimdi Dudaklarına sinen yarım kalmış yürek izmariti En çok samanyolunda düşledim ben seni Onun kuyruğunda okşamak tenini Gebe kalmışken firari bir sevdanın koynunda Doyasıya sarmak göğsündeki broşu ezercesine Sonra doyasıya içmek gözlerimden süzüleni Firari düşüncelerinde boğmak istercesine kendimi Firarim firari gönlüm Külü bitmemiş bir geceyarısındayım şimdi Dumanı içinde hapsolmuş ay üstündeyim Gözlerim dikizlemekte mahremden kızarmış gamzelerini Yakmak istercesine uğrunda tüm benliğimi Selçuk ERKİ |
Külü bitmemiş bir geceyarısındayım şimdi
Dumanı içinde hapsolmuş ay üstündeyim
Gözlerim dikizlemekte mahremden kızarmış gamzelerini
Yakmak istercesine uğrunda tüm benliğimi
Muhteşemdi... beğeniyle okudum.
Tebrik eder, selamlar, saygılar sunarım.