Hizbe Gülleri
Yüreğimin kumbarasında biriktirdim tebessümlerini
İnce bir gerdan bükümüyle dikerken gözlerine gözlerimi Yaşamak ve ya ölmek arası bir şey değil sevdamız Yaşamak ve yaşatmak adına vardık ikimiz D A M L A Damla düşüyor gözlerimdeki hizbe gülleri Kuraklık mevsiminin sinyallerini vererek Yüreğim kurak bir iklim örtüsü şimdi Nadasa bırakabilecek bir şeyler olsaydı keşke içimde -ah olsaydı- Pencerende duran vazonda bir tohumum Bir çarkıfelek çiçeği Bir ben bir sen Bir de hazzına doyamadığımız feodal naraları Uykuya teslim ederken pamuğa renk veren bedenini Şeffaf bir yakamoz düşer saçlarına Takılır kıvrılan yerlerine Yerleştirerek içine içimin içini Yosun sarmaz artık beni bilirim Yosunum olmaktan vazgeçip gidersen buradan. Paslı bir çiğ damlası çürütmekte rüzgârgülünü Kirleterek en temiz düşüncelerini Kirleterek beni Kirleterek geleceğe dair senle umutlarımızı Geriye tek bir temiz nokta bırakmayarak. Gece tesbih çekerken dizelerini sabaha Emsalsiz bir düşün yansıması vurur duvarlarına Kızıl ve bazen ebruli bir hüzünle Çocukluğumuzun kristal yansımaları gibi bir şey değil bu Ya da uçurtmanın kuyruğuna taktığımız umutlarımız gibi değil Umut değil bu Sevinç değil Olsa olsa bir isyanın düşmeyi bekleyen son yaprağı Olsa olsa gözlerimden düşmeyi bekleyen son yağmur damlası Yırtık bir valiz Bozuk bir fermuar kırılganlığı Birkaç parça maziden kalma mavi bir asi Alarak yanına giderken dudaklarımdan Unutursan bulut yüreğimi yastığının altında Unutursan beni buralarda Hangi yağmur besler beni söylesene Hangi ayna bakmaya cesaret edebilir beni Hangi kelime yansıtır söylesene Yeni yansımaya yüz tutmuş gülüşlerimi. Damla damla düşüyor yalnızlık Acıtarak oyuncak bez bebeklerimi Kanatarak masamdaki kalemimi Ya bu yalnızlık bir göl olursa Sonra bir deniz Sonra kara bir okyanus Boğarsa beni karanlığında Kim dokunabilir söylesene dudaklarıma suni teneffüs maksadıyla Dudaklarım senin gidişinle çoktan çürümüşken buralarda…. |
Dudaklarım senin gidişinle çoktan çürümüşken buralarda….
YÜREYİNE SAĞLIK