Ağaç Olmak (Can 2)
Yok, ne özümde,
Ne sözümde isyan. Yaratılacağıma insan, Yaratılsaydım bir parkta, Tek çatal, iki dal bir fidan… Toprağım sevgi, Köklerim hoşgörü olsun ki, Özsu yerine gülücükler koşsun, Çocuklar gibi dallarımda kıkır kıkır. Ümit hayattır, Patlasın o da şıvgınlarımda pıtır pıtır. Ve durmayıp boy atsın, Eksilmesin artsın, Sararıp solmasın ruhum; Ölüme ilaç olsun sunacağım tohum. Sevip sevilirsen, Varsındır hakikatte sen! Sanal değil, var olmak isterim, Yemyeşil ve dört mevsim... Eğilin, ey dallarım, daha eğilin! Sonradan görmeler gibi tepeden bakmasın kimseye gözlerim. Eğilin ki dallarım, budaklarım, Uzanıp toprağı öpebilsin dudaklarım. Ne duyayım birinden hakaret, Ne edeyim halimden şikâyet... İstemem ağız, burun, göz, kulak, Filizlensin dallarımda ama her dem taze yaprak. Ey nefesim, Sen de tertemiz kok. Teneffüs edebilsin küçük büyük herkes bol bol oksijen, Aman hakka hukuka hürmet et, Canlara sıhhat ve kuvvet bahşet. Verdikçe sen kıymet, Ağaç deyip geçemez bana da millet, Bilir beni de özü sözü bir, saygın şahsiyet, Terk etmesin ki beni hiç güneş, Ne donayım, Ne yalnız kalayım, Yaşayayım çayır çimenle kardeş kardeş. Yaz sıcaklarına vurulmaz gem, Masörün olsun rüzgar dokunsun tenine serin serin, Büzüşme sen de gölgem. Büyü ve koyulaş Ateşini kes güneşin. Bunalanlara ulaş. Hayır dua olsun senin de eserin. Okşasın ara sıra tenimi yağmur, kar, Ne susuz, Ne uykusuz kalayım, Eksilmez o zaman duruşumdaki vakar. Durmasın üstüme masumiyet üflesin ki rüzgâr, Ne şeytana kanayım, Ne de ahrette yanayım, Özümüz odun da olsa zordur ateşte kalmak Sonunda Yaradan’a dönüp hesap vermek var. Dallarımda kuşlar, Her seher okusun farklı bir ayeti, Salına salına huşu edeyim ben, Hışırtılarım da şahadeti olsun şükrümün! Demokrasiye tutkunum, İstemem üstümde üniforma gibi tek renk. En zıtları da yer bulsun tacımda benek benek. Örtsün üstümü dört mevsim çiçek. Ve kokayım ben hep iyi niyet, Yok olsun yeryüzünden kin ve nefret; Dünya olsun cennet. Ama bitmemeli daha işlevim, Sarkmalı diğer dalımdan da, Meyvelerim hevenk hevenk. Sunmalı kırmızı ve tatlı olan, Yoksullara bolluk bereket... Yeşil ve ekşiden yapılan şerbet, Onmaz hastalara bahşetmeli şifa, afiyet. Mor renkli mayhoş yemişlerim, Dağıtmalı huzur, sükûnet ve saadet... Ne güzel olurdu, Ah ne güzeel, Yaratılsaydım parkta cılız bir fidan; Eksileydi dünyadan tek de olsa bir nankör insan! Necip Zeybek |