Dubara Mazi, Hep Yek Mütevazi
Dubara Mazi, Hep Yek Mütevazi
(I) ağustosun göbeğinden dizilen boncuk taneleri terliyormuş kadın, avuçlarını sıktıkça eriyen yerlerinden bir göz ucu mesafede duruyorken uslu uslu göz, sahibine ikiyüzlü diyormuş aldatan, aldatılmayı göze alandır bulanık suyun terapisiz balığı, niye bu kadar şensin insan olmadığın için mi muhteşemsin...... bu sıcak, bu uluslar arası sıkıntı, bu abartı sıkılmış koku nafile tezgahların oturumsuz iskemlesine niye gebe bir sen mi yorgunsun bu denli, densize baksana yüzünden belli parmakları olur olmaz yerde titriyormuş yalnızlık, vicdana ellibir oynatmayana handır kardeşimin kara gözlü saatinin akrebi mi yeşile özensin ağaç gölgesini sadece düşleyen kötü bir iyimsersin mevsimden değil illegâl dürtülerin arzularına tutunması sadece düşenlere birer harf kakalasan sabahlarsın kışları bu hararetle kardelene tutunmak isteyen hisler biriktirir kadınlar onların rüküş değil gülüşleri umrunda bile olmuyormuş adamlık takım elbise giydin diye mi nagehandır beyaz güllerin edebi dostuna en yirik hikayensin saltanatını epik bedeninin falsolu orta parmağıyla devirensin yelkovanı akrebe yetiştirmek için iteleyip duran zamana bak ne kadardın avuçlarda, ne kadar çaresiz, çırılçıplak ne kadarını kimden öğrendin söyle,eğilde suya bakışlarına durup durup meme ucu takılıyormuş öyle ise bu ayaktalık kadınının omuzlarındandır ahhh, gergefinden sevda çaldığın yamana emredensin ne diye pervane gibi dolandığın ışığa küfredersin (II) yazmak gibi bir tutkunun üzerime devirdiği zoraki mütevaziliği aşamadım diye daha samimi bir yolda buluşmayacağımızdan emin olma samimiyet sadece gülüşlerde de sanma aniden ilhamımı alıkoyan izbe yapıtaşlarını sökmemem için bir neden söyle desem ’’erkeğim ’’ felsefesinden ıraklaşamayacak kadar sığ bir limansın şimdi hangi gemi gelip sana sığınsın hangi fenerin ışığısın ki tepende yaktığın mumu rüzgarda sallarsın bir bilsen ahhh kolunun altında gururla yürüyen bir kadının belinde bıraktığı el izinin derinliğini o zaman satacaksın tüm nefesini ali içinde uyumak isteyen yorgun bir çocuğun ağlayışına keşke hiç yürümeseydin _de basmasaydın mayın yüklü vicdana Ali Aydoğdu |
kolunun altında gururla yürüyen bir kadının belinde bıraktığı el izinin derinliğini
o zaman satacaksın tüm nefesini ali
içinde uyumak isteyen yorgun bir çocuğun ağlayışına
keşke hiç yürümeseydin
_de
basmasaydın mayın yüklü vicdana
Şiir içine nefes nefes çekmiş dizeleri final noktalamış yürek sesini
Tebrikler selam ve sevgimle