Garipsememaymunlara zorla kakalanan hikayenin ılık tarafından bakıyor kadın muşmula çirkin değil ki diyor niye muşmula suratlı derler tüylü olmak ne kadar itici oysa düşüncesi bile zil zurna keder elimde cımbız çekeliyorum göz altlarımı acıyan canım değil ki,hikayem diyor kadın güzel olmak için yırtınırken dizlerim mini mini giymeyi özledim tüyümün kökünü isteyene vereyim of çekiyor adam sen her türlü güzelsin dünden muşmulanın olmuşu gibi ömrü boşver ne kadar gerçekki gel birlikte ölelim dilim damağımda üstelik tadın, ruhumun gıcırdayarak açılan penceresinde aç kalır gibi gündüzleri ezanı bekler gibi beklerim gülümsemeni gamzene sığsaydı keşke cesedim keşke dizlerim senin kadar güzel olsaydı keşke bu kadar kolay ağlamasaydın gülümseyemem alnına çakılmış çiviler dururken adamın garp yılansı takılırken adam gibiler kuşatırken etrafımı adem gibiler çaktırmadan düşerken dizelerden sığ kalıplar ile dikilirken binalar ölürken yaban domuzları zevk için gündüzleri patikalarda gezen çoban aşkından çam ağacına dert yanarken yarım yamalak gülümseyemem aldırma diyemem elbet aldır kaşlarını yakışıyor kadınım ama gülümsemek daha çok beklerim ben bebelere güneş olmaya öğretenlerin sözlerini o sözlere sevinmeni ağaç kabuğundan borazan yapan çobanın narin takılan ellerini iç çekerken kuruyan meşenin başında adem gibi adam için bir dize daha yıpranırken ömrün keçesi yakın gözlüğünden dökülen zülüflerinin ardından görünen şelale gibi beklerim gülümsemeni dedim ya; keşke dizlerim senin kadar güzel olsaydı keşke daha az ağlasaydın keşke benden önce ölmeseydin de kırılan ayağının geçtiğini görüp tekirin bir kez daha gülümseseydin bak... fikirlerinden dağ yaptım yaban çileği topluyorum! Ali Aydoğdu |
Güzel günlere.