Sessiz Sedasız Bir VedaVe gidiyorum ... Cennetten çıkarken, cehennem yanıkları yüreğimde ne tuhaf Vasiyetimdir İrem bahçelerimi sana bırakıyorum Denizkızı, yüzümde kalsın Artık Marmara’nın tuzunu tatmayacağım, özlerim Kınalı ada’nın kimsesiz rüzgarlarını Tüm sokaklarını İstanbul’un isimlerimizi kazıdığımız kaldırım taşlarını İlk öpücüklerin titremelerini, utangançlığını gizleyen köşebaşlarını Hiçbirini değil, yalnız bölük börçük yüreğimi götürüyorum... Ne kalabalık bugün havalimanı Son sigaramın ucundasın, birazdan söndüreceğim seni Ciğerlerime nakış misali işli kalıntıların da, zamanla terkeder beni Unuturum Unuturum seni... Son şarabımızı Çamlıca’da içmiştik Bir kahkaha bırakmıştım o ağacın altına Ağlatır beni, almam yanıma, o da kalsın orada. Uzaktan bakma öyle Vedanın hakkını vermeliyiz, sokul Sokulsana yanıma Gözyaşlarım içime akıyor Mum gibi içime eriyorum görmüyor musun İçimde koca bir yangın Soluğunu soluğuma üflesen ya... Yeşil çiçekli tokam sende kaldı degil mi Komşunun kızı çok severdi; ver gitsin ona Yok yok, annem dargın değil sana Anlam vermeğe çalışıyor uzaktan vedana Bilir, gidişim dik kafalılığımdandır Bilir sevdam yüreğimin tam ortasındadır İstanbul dar gelir bana bilir Bana değilse bile, bir gülümsesen ya anama Uzaktan bakma öyle ne olur Yürek yangınımı körükleme Gözünün yaşına dokunsam Yıkıp geçeceğim yaptığım tüm kumdan kaleleri Ama olmaz, vakit yolculuk vakti Bakma bana öyle Suskun vedan, her saniye bıçak darbesi gibi iniyor yüregime Kan revan içindeyim Şeffaf, oluk oluk kan kaybediyorum Bu veda öldürmeden Sevdan yakama yapışmadan İstanbul yakama yapışmadan gitmeliyim... Evet ; kalpten kolyem boynumda Hiç çıkartmadım ki Gümüş simli terliklerim Belki sen hatırlamazsın, doğum günümde almıştın Onlar sen gibi Attım valizime Bırakamadım Anonsu duyuyor musun Toplayıp aşk kırıklarını, gitme vakti Bıraktım kendimi... Kalpli kolyemi , gümüş simli terliklerimi İnatla ruhumun çekirdeğinden çıkmayan seni Bir de kendimi götürüyorum Geriye kalan ne varsa, sana bırakıyorum . Ah biraz cesaretli olsaydın sevdiğim ... Ben artık gidiyorum ... 2 Eylül 1990 |
Yürek yangınımı körükleme
Gözünün yaşına dokunsam
Yıkıp geçeceğim yaptığım tüm kumdan kaleleri
Ama olmaz, vakit yolculuk vakti
çok güzel bir yürek sesiydi sayfaya dökülen...saygımla