GÖLGESİ OLMAZ
Işıksız yaşama, yarasa gibi
“Gölgede duranın, gölgesi olmaz.” Seçtiğin her şeyin, en güzelin seç Yanlış bir törenin, kıymeti olmaz. İnsan insan ise, nefsini güder Ne ederse eder, kendine eder Rüzgârla gelmişse, yel ile gider Haram bir paranın, değeri olmaz. Edepli bir kişi, çayır dişlemez Olur olmaz, şunu/bunu fişlemez Tabipler neylesin, fitil işlemez Derinse yaranın, dermanı olmaz. Yaşamaya, alışmışsa beleşçe Öyle hâl almış ki, mânâ keleşçe* Bin bir tuzak ile, hele kalleşçe Arkadan vuranın, seveni olmaz. Onca hile/hurda, yapılır niçin? Her gün çoğalıyor, bak işte suçun Pusuya yatarak, hay’f almak için Tuzaklar kuranın, sırdaşı olmaz. Mîzacı bozuksa, tutar mı ayar? Utanmaz etrafa, kötülük yayar Bol keseden atar, ayağı kayar Yakıtsız çıranın, ışığı olmaz. Bu nasıl siyâset, her an çamur at Haklı/haksız deme, gece/gündüz çat Onun işi, gücü, fitne ve fesat Ortamı gerenin, yoldaşı olmaz… 11/05/’11 Hanifi KARA (*) Keleş: Kel, yakışıklı, cesur, salak. |
Ne ederse eder, kendine eder
Rüzgârla gelmişse, yel ile gider
Haram bir paranın, değeri olmaz.
Çok güzel hocam kutlarım yüreğinize sağlık..
Selamlar Saygılar...