Kızıl Şehrin Loş IşıklarıÇamurdan yaratılmış mahlûkum Özüm sulandırılmış, bir balçık Kir tutmayan elbiseler giymedim ki Temiz olayım Hayat elinde çoraplarım delik Yama tutmaz mintanlar üzerimde Sürüngen bir hayatın esiri gönlüm Karanlık şehirlerin, çıkmaz sokaklarında Girdabında boğuştuğum hayat Yosmaların elinde yetişmiş sürtüğün, kucağında Kızıl şehrin loş ışıkları aydınlatırken sokakları Çöpleri karıştırıp mendil satan çocuk Sana nasıl anlatırım hayatın masumiyetini Zevkten dört köşe olmuş ayyaş Tükürükle fırlatırken izmariti yere Naraları ayaklarına dolana, dolana inletirken sokakları Uçkurunun bağı çözülürken karanlık köşeye Dilim düğümünden çözülüp de anlatamaz sana Sokak köşelerinde besleyip büyüttüğümüz serçeler Sapan taşlarına hedef olurken Mor güvercinlerin kafaları çekilip kopartılırken Her köşe başlarında zehirlenirken küçücük beyinler Anlat deme bana, anlatama sana hayatı Akrep kıskacında sokaklar Zehirli akrepler her yöne örmüş ağını Kuduz köpeğin salyasına iliştirilmiş umutlar Mikroplarını saçarken yere Başımızın üzerine örtülürken ölü çocuk kefenleri Çöpten toplanırken ceninler El açtığımız asalaklar başımıza indirirken sopayı Anlat deme bana hayatın masumiyetini, ben anlatamam sana Azık sofrasında yetimler kondurulurken başköşeye Önündeki taamlar parmaklar arasında indirilirken mideye Sahan sıyırmalar bırakılırken ele Avuçlarımız arasında dökülürken umutlarımız yere Kömür sobalarındaki zehirler saçılırken içimize Şimdi karıştırdığımız şu çöp tenekelerinde Anlat deme bana hayatı, anlatamam sana Çamurdan yaratılmışım aslım toprak Özümde balçıkla sulandırılmışım, Üflenince dalında can bulurmuş yaprak Gökyüzünde yıldızlar dökülürken yeryüzüne ağlayarak Anlat deme bana hayatı, anlatamam sana Çöp tenekelerini karıştırıp, mendil satan çocuk Umutsuzluklarımızdan umut doğar belki Sen mor güvercin olursun bende minik serçe Kızıl akşamlarda, sonsuzluğa uçarız kanat çırparak |
emeğinize yüreğinize sağlık :)))