Gece Saat On İki.... Bir gün daha doldu Kısık hayatlar kadehine Efkâr dökülür geceye Alışkanlıklara yorgun bedenlerin kırılma vaktidir İzbeliğe yıkılan kalplerin tütsülendiği yerde… Kaç nefesle dövülmüş bu rüzgârın sesi Ki; Yine de tatlı bir terennüm estirir Uzaklardan Çok uzaklardan Kor kederle Hangi güneş bakır eder saçlarını Bir tutam renge yenik… Cesaretine kaçar sızmalarım Lodos yutmuş tenimden Düşerim derinliğine O gün bugündür Karanlık sürer şafağın alnına Kalırım tam ortasında Yeni bir gün olmaz bende Çekerim perdeyi Göğ/s/üme… |