Ah Tamara…! Ne yaptın ?Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Çocukluğum Van’da geçti. Van Gölünün içinde çok güzel bir ada vardır.. Akdamar adası...Onun efsanesini dinleyerek büyüdüm ve bu efsaneyi şiir yapmak benim için bir vefa borcuydu...Zira, sanki beni şair yapmaya çalışan yanım o günlerde oluştu...
Sizlerle de paylaşmaktan haz duyuyorum bu efsaneyi. Saygılar
Henüz on yedisindeydi.
Van kalesi kadar ihtişamlı, Bakışları… Bıyıklar yeni terlemiş. Tebessümü kocaman, göl kadar. Yoldaşı azgın dalgalar, Hışımla vurunca kıyıya, Gönlüne değdi sanır. Nedendir bilinmez hem sevinir. Hem hüzünlenir. Van’ın yağız balıkçısı, adı bilinmez. Peşi sıra gelen güzelim bakışlara, Kanmaz ya da aldırış etmez. Aşk denilen ateşten habersiz, Belki de nergis misali, Kendinden ve gölden ötesini sevmez. ………….. Değince elleri suya çocukça sevinir. Belki de aklına çocukken elini tutan, Yavrum bana üzülme emi diyen, Gözünü hiç açmamak üzere kapatan, Hayal meyal annesi gelir. Gece okşar saçını dalgalar. Ah ! anne der uyanır, rüya başlamadan sonlanır.. …………... Van’ın yağız balıkçısı. O gün bindi sandalına açıldı açıldı. Ömrünün son durağı olacağını bilmediği, Adalara kadar… Elinde ağ balıklar kıpır kıpır.. Oh ! dedi bereketli gülümsedi. …………... Bir ses sanki gölü yardı… _Hey Tamara nerdesin.? Döndü, gözü Tamaraya ilişti. Yutkundu, neydi bu, afalladı. Kıyıdan Tamara el salladı. Aşk yaktı genci, genç dondu. Karşısında gölün en büyük dalgası sanki. Biraz işveli biraz dalgalı. Saçında Van Gölü’nün mavi dalgaları. Yaklaştı bir çırpıda kıyıya.. ……………. Ses devam etti.. _Hey Tamara nerdesin. .? Aldırmadı olup bitene Tamara. Gönlünün nağmesini dinliyordu. Genç adımını attı adaya, göl kızdı. Gök ağladı, yasak aşk alev aldı. Aşk işte! laf anlamaz,dil bilmez Bu kez dinde tanımadı. Genç balıkçı adanın prensesine, Tutuldu… Yer gök duysa hesaba gelmez. Ne konuştuklarına sadece dalgalar, Şahit oldu, bir de düğün görmüş, Çocuk misali zıplayan balıklar. _Hey Tamara nerdesin. .? Gülüştüler,anlaştılar, aşklaştılar. Tamara, sese doğru yöneldi. Genç şaşkın bulutlar üstünde. Büyük bir heyecanla sandalındaydı. ………………………… Gün günü, ay ayı, yıl yılı, kovaladı. Her gece gizli gizli buluştular. Kader hükmünü verdi. Ömürde yeni bir sahne aralandı. Alev oldu aşkları tutuştular. Olmazdı böyle ayrı gayrı. Dedi Tamara… _Durma, kaçır beni. Dalgalar gürledi _Ah Tamara ne yaptın? _Yarın, dedi ölüm ayırıncaya dek, Ayrılmayacak senden bu yürek. Gece kıyıda olmalısın.. ………………….. O gün zor geçti. Gece geldi tüm karanlığıyla, Dalgalar kükreyerek vurdu kıyıya. _Gelme yutacak seni Tamara. _Kıskanıyorsunuz öyle mi? beni… Alayımda yarimi, çatlayın emi.. Dinlemedi ne gölü ne de dalgayı. Vurdu kendini gecenin koynuna. Yüzdü aldırış etmeden, Varacaktı az sonra Tamarasına. _Ah Tamara ne yaptın? Anlaştıkları yerde yok sevdiği. Döndü, yüze yüze yoruldu. Bir ışık göründü işte bak geliyor. Gördünüz mü beni selamlıyor? Yaklaştı kıyıya mecali yok . Sarılacak ışığa, aşkına. Varacaklar hep beraber karşı kıyıya. Tüm aşıklar gibi o da yanıldı. Işıktan Tamara değil, iki el ateş saçıldı. Genç anlamadı, yaralandı. Yüreği kanadı,bakışı bulandı. Anlamıştı Tamaranın Babası. Adamları azgın pusudaydı. Ah Tamara ne yaptın, diyecekti dalgalar. Genç adam ağızlarını kapadı. Kendini bıraktı kollarına gölün. Dudağında bir feryat… Sırtını sıvazladı ölüm. _Ah Tamara ne yaptın? …………. Tamara eteği tutuşmuş, Yüreği yarılmış, Karanlığı yırtarcasına koşuyordu dalgalara. _Verin benim sevdiğimi, dedi. Atıldı dalgaların bağrına. Boğuştular, boğuştular.. Ve….Tamara da yenildi.. İki aşığı dalgalar birleştirdi. Van Gölü’nün kalbine, Sevdiğinin yanıbaşına yığıldı. …………………. Aşk konuşulmadı bir daha. Sus anlaşması yaptı herkes. Gönüllere nakşoldu. Bir efsaneye dönüştü sonra. Adanın adını inledi görenler.. Kulaklar, Nice zaman.. _Ah Tamara..Ah Tamara ne yaptın? Feryadıyla doldu. Ve ada düştü tarihin aşk kokan sayfalarına Ah Tamara—Akdamar oldu…. |