Okuduğunuz şiir 20.4.2011 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Mayıs'ın Dilindeki Islık
sen bilindik hafıza kayıplarına sararken bu şiiri ben öykülerini bağlayacağım bileklerime, biraz hazin biraz deli ve girdiğim her enkazdan hüzünlü gözlerini çıkaracağım
bilir miydik o gözlerin, mezar kazıcılarına taş çıkartan cesaretini…
ne dizlerine dökülmüş terimi içeceksin bundan böyle ne de ben resimlerine esaretimden vazgeçeceğim
sen birer birer soyunurken maviyi bedeninden ben kimsesiz şiirler patlatacağım göğsümde ve serçe sanrısına ayaklandıracağım er’siz direğimi
oysa serçeler, ezbere uzak kalbimizin tek yalın gerçeği…
duyuyorum, yine ölüm tahtına serilecekmiş saçlarım sekiz ateş düşmüşken uzuvlarıma ağlamak yine yasaklanacakmış mayıs’larıma
sabah, dağlarımın o engin sessizliğine sokulurken ben, yarin dudak arası çayından geçeceğim ve her geçişte biraz daha kaybolacak masumiyetim
küçük baharlar büyüten eller, şimdi fidansızlığın koynunda
ah küçüğüm! kucağında bulutların işi ne… her damla yağmur değildir ki çünkü yağmur sadece kırmızı ayakkabılarının bereketidir
sen geçip giderken başucumdan zamansız pisi pisine bir yokluk sunulacak gözlerime ve ben kumdan kalelerimi dağıtmana izin vereceğim
aydınlık meğer anlaşılmaz bir karanlıkmış…
“her aşk kendini yaşar, çaldığın kapı kapanır sonunda içinde bir sen bulursun ; büyümüş, anlamış, yorgun…”
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Mayıs'ın Dilindeki Islık şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mayıs'ın Dilindeki Islık şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
içten gelen duyguların şiirleştirilmesine güzel bir örnek vermişsiniz..Duygularınızın şiirin bütününe yansıtılması ve işlenişi başarılı.Duru bir Türkçe kullanılması şiirin daah net anlaşılır olmasını sağlamış.
Mina Hanım'ı kutluyorum,imgeleri güzel ve de yerinde kullanmış...''Sabah,dağ larımın o engin sessizliğine sokulurken/ben ,yarin dudak arası çayından geçeceğim/ ve her geçişte biraz daha kaybolacak masumiyetim'' diyerek,bizleri o hayal aleminin enginliklerinde gezdiriyor...Kendisini kutluyorum..
Sanki bu kez şair yaslanmış gibiydi koltuğuna...Kağıtlar ve parmak uçları dost gibiydiler kalemle. Derindi yazıp,çizilenler...bilerek derinlere indiler,bazen kelimelerin arasına gizlendiler.
her aşk kendini yaşar Evet.Ve kapıların kapanacağıda doğru. Ama en önemlisi içindeki sen'i bulabilmek Mina. Yunusça bir söz yunusça bir düşünce bu. Bir ben var benden içerü dercesine. Sendeki seni bulmak gibi.
Aydınlığın anlaşılmaz bir karanlık oluşu tezat gibi olsada değil aslında. Göremeyenler içindir zaten aydınlığın karanlık olması ama illaki kör olmalarıda gerekmiyor. Bakan kör olmak yeter, görememek için.
Yine güzel bir Mina şiiri. Ve yine şiir okumanın keyfi. Tebrikler. Saygılar selamlar.
içinde bir sen bulursun ; büyümüş, anlamış, yorgun…”
Anlamlı..Kutlarım...
Sevgiyle...