Vâkit kuşluk, kulağını ver dinle; Ah eyledim, sabah sabah pür-neşe! Gün tutuşsun, mekân sarhoş derdinle Beden korda, idrâk zorda gör Neşe! Bahtım sağır, felek desen kör Neşe!
Boynuma gam, hüzne tütün çaldığın Firârımdır, gözden ırak kaldığın. Günden güne, alev alev saldığın İhsân mıdır, isyan mıdır ter Neşe? Bahtım sağır, felek desen kör Neşe!
Sokak çıkmaz, yük omuzda karınca; Nisan sonu sûkut doldu, sarınca. Nefsin yaman tuzağını kurunca, Sorma beni, uğraşımdır her Neşe! Bahtım sağır, felek desen kör Neşe!
Hâlin yaftam, zûl tenimde bembeyaz Damla hasmım, lebde bûse bin niyâz. Coşkun eller kefen biçse, hınç ayaz; Rûyalarda elbet herkes hür Neşe! Bahtım sağır, felek desen kör Neşe!
Savdım tel tel hayâlini gitmedi. Bir anlıktır, biter dedim, bitmedi. Tövbelerim dar kefeme yetmedi; Yorgan döşek, günâhımı ser Neşe! Bahtım sağır, felek desen kör Neşe!
Sabır ezdim, doru tayda şatırlık Ar belledim sırlarını, hatırlık. Ruhum telde ezgilere satırlık, Tak sazına, belik belik ör Neşe! Bahtım sağır, felek desen kör Neşe!
Ardın sıra yollarından soruldum. Kıvrım kıvrım zülfün ile buruldum. Bilsen her dem, mahcupluktan yoruldum; Dostluk yosma ilmek oldu, ger Neşe! Bahtım sağır, felek desen kör Neşe!
Çöle saydım, darmadağın dağımı Hibe ettim, bağbanlara bağımı. Huzurunda miskinleşen çağımı, Al koynuna, hoyrat başım sür Neşe! Bahtım sağır, felek desen kör Neşe!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bahtım Sağır Felek Desen Kör Neşe şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bahtım Sağır Felek Desen Kör Neşe şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
kutlarım..üstad...kıskanmadım desem yalan olur))))....çok sevdiğim bir tarzdır...çok lezzet aldığım... çalışıyorum...bir gün bende başaracağım... saygıyla kalın...
Şiirleri yorumlarken, şairin tarihiyle parelel olarak incelemek gerektiğine inananlardanım. Tüm şiirlerin incelendiğinde haklılığim ortaya çıkacaktır.
Şimdi desem ki sana; Sâmanlı ve Gazneli Hanedanlığı döneminde İran'da şiir şöyşe idi, böyle idi. Başlayacaksın anlatmaya. Muhammed Muezzin-i Câmî gibi İran Edebiyat Tarihi hakkında muhteşem söylemlerde bulunacaksın.
Ya da dünyâ edebiyatında '' arap yemîni '' olarak geçen ve literatürde bu isimle yer alan yeminlerden sıralayabilirsin. '' Rüzgârı estirene and olsun ki '' Geceyi gündüzü yaratana and olsun ki '' Kâbe'nin Rabbi'ne and olsun ki, bunlar Halife Osman'ı katlettiler '' vs...
Bir başka şiir geleneği olan Klâsik Türk Şiiri'nde Mevlevî şiirleri desem binbir örnek verebilirsin. Sâkıb Dede'den, Esrâr Dede'den anlatırsın.Şiire yüreğini vere vere.
Tüm bunları neden anlattığımı merak edenler olabilir. Ve kimileri kıyas kabûl edermiş gibi başlarlar söylenmeye. Dilin esâs kabûl edildiği tüm şiir geleneklerinde söz söyleyecek bilgeselliğe sahîb olduğun bilinsin isterim. Ve isterim ki; bu bilgesellik dilgesellik ile birleşip Azerî Edebiyatı'ndan tutun da Acem, Arap Edebiyatı'na kadar katmanlar halinde birikip okuyucuya ulaşmıştır.
Şiirin ciddî emek olduğuna, erdem olduğuna kanıt teşkîl eden bu sayfada olmak her dâim gurur verici.
çalışıyorum...bir gün bende başaracağım...
saygıyla kalın...