KALAN ÇİZGİYMİŞ MEĞER
Umuda el uzatmış bir buğday başağıydım
Neden boynum büküktü kimlerden aşağıydım? Kül düşmüş dünyamızda pembeleri gözledim Başım şefkate muhtaç okşanmayı özledim. Dediler; zaman geldi sen atık olgunlaştın Köklerin kuruyacak akranını çok aştın. Beklerken yadellerden dinmez derdime derman Topladılar döktüler mekânım oldu harman. Bir öküzün peşinde sürünürken dövenler Bana fayda vermedi havanda su dövenler. Sapla saman karıştı tanelerim ezildi Taş kuyuda tokmakla üzerimde gezildi. Elekleyip aldılar haşladılar ateşte Kendi zevkleri için kuruttular güneşte. Yağda soğan kavurup üzerine attılar Doymak için muhakkak acımadan tattılar. Bir dondum bir çözüldüm üzerimde küf tuttu Su gibi aktı yıllar gençliğimi kuruttu. Saçı, kaşı, kirpiği vefasız yıllar çaldı Pembeye hasret yüzde derin çizgiler kaldı. |