MarifetŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Anlamak da arifin kârı ya!...
Lâkin onların ki bambaşka bir biliş!... Bambaşka bir buluş ve çekip çıkarış... Taşa dönmüş bir insandan, Kaf Dağı’na kanatlanan Anka’yı çıkarmak... Acayip iş!... Ah ya Şafii!... Ah İmam!... Adınla yaşa!... Bilmeyen, duymayanlar için not edelim, der ki, (Habib-i Acemi’yi kasıtla) bir soru sormak isteyen İmam Hanbel’e: "Sakın sorma!... Zira bunlar acayip bir taifedir..." Hikayesinden bir nebze idi... Muhabbet ola vesselam... Bir şapkadan maymun çıkardı adam, Alkış tufan, gökler inledi birden. Ancak budur hüner, elbet tastamam, Ses geldi; çığ gibi, sesler her yerden. Göz çıktı yerinden, patladı boğaz, Binbir gece tebrik, çöktü omuzlar. Az gelir, dedi halk, ölsek bile az, Düştüler peşine, elde topuzlar. Gezdiler âlemi meşalelerle, Alay alay her gün, en önde mahir. Maharet yolunda işte merhale, Ne akıl işi bu ne başka zahir. Akıl bu, bir zaman sonrası perde, Aslı da az toprak, hava, su, ateş. Takılır ardına görse her nerde, Ufukta bir esrar topağı güneş. Bir gün, bir gün anlar anlaşılmazı, Ahali, bir oyun, her şey berhava. Görünmez harflerle tahtada yazı, Ne varsa hepsi zan, hep hava civa. Dağılır, yutulur yerde yılanlar, Ve çıkar pazara, ip ile asa. Hayretin ardından elde kalanlar; Hayrete hayret ki; değişmez yasa. Ve bir pazartesi büyük işaret, Belirir, nişanı besbelli baştan. Her şeyden ziyade asıl marifet, Asasız bir kuşu çıkarmak taştan. Ankara, Nisan 2011 |
Hakikaten bir acaip taifelermiş:)
Tebrikler.
Saygımla.