HavatırŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ummandan bir zerre...
Ya da... Bir sırdan nûr şifre....
Yıllardan bir yıl,
Günlerden bir gün; Diyor ki akıl: Solgun ve ölgün Bir yaprak gibi Olursun sen de. Zahir Gaib’i, Nihayetinde Görürsün bir an. Yer ile yeksan Olur bütün zan. İşte o zaman Düşünce perde Sahne görünür. Gökte ve yerde Gözünü bürür Olan ne varsa, Çıkar meydana Ömürlük tasa; Her şey bir yana Elbet anlarsın Nedir hakîkat? Sonra ağlarsın, Yanarsın fakat; Geçer iş işten, Dönmek nafile. Çünkü bitişten Evvel kafile Dönmüştü zaten Varmadan önce. Nasıl ki dersen; Gündüz ve gece Tanıktı mekan, Azıktı figan; Yılmadan bir an Önde bir çoban; Aklın kârını Teslim bildiler, Varın Varı’nı, Bildik, dediler. Nedir bir gözün Görmekten yana Nasibi, sözün İçinde mânâ; Söz ki, En Emin Olan’ın sözü. Her şeye yemin, Kaymadı gözü. Evet, O gördü, Görmesek ne gam. Defterin dürdü, Mantıkta tamtam. Şimdi vaktidir; Önde bir yavuz Her şeye kadir Şaşmaz Kılavuz. Şahidi Ceddi; Aleyhisselam, Selam hep selam, O ki el verdi, O olsa derdi: Bütün elemi, Kederi, (derd)i, Çekmek âlemi; Ateş bataktan, Onca tuzaktan, O çok uzaktan, Binbir zikzaktan Ve sonra sefer, Dosdoğru yolda. Her an beraber, Sağda ve solda. Ki; şaşmasın kul, Doğru hedefe Yürüsün mâkul, Sonsuz mesafe. Baş gözü kaba, Damakta diller; Sırtta bir aba, Yolda kandiller. Sefer her seher, Bir yok sona dek. Kalsak da zafer Orta yolda tek; Bizimdir bizim. Âleme hizmet, Bu yolda azim; Benlik hezimet. Ve işte maksat; (Ben)i bildirmek. Sonrası hasat, Evveli emek. Âlem sebepler Âlemi elhak; Sırrı edepler, Sonra muhakkak. Kalkar vesilen, Bir O kalır; Bir… Kendini bilen Rabbini bilir; Ölse dirilir… ... Ve sonra zaman, Görürsün bir an, Rahman’a kurban, Tekrar en baştan, En Baş’a devran. Yani hep O’ndan, Baştan ve sondan… Ankara, Nisan 2011 |