Çal Çengi Kızı Çal
Çal cengi kızı çal, çal kemanını
Ovaların kuytularından esen yeller Yalasın saçlarını Çal cengi kızı çal Tuz tutmuş tenlerin rahlesinden çal İsli duvarlarımız kadınsı koksun Kuytularda isimsiz aşklar rüyalarımıza sokulsun Bir el düşsün gecelerimize Aşka hasret dudaklar alnımıza dokunsun Keman raksa gelmiş çengi kızı Yüreğimizdeki ateş harlansın bu gece Kadehler aşk sofralarımızda kırılsın Dönelim deli, deli akan nehirlere Kâğıttan gemiler yükleyelim sırtımıza Sen çal, bizde karışalım tuzlu denizlere Çal çengi kızı çal Ay göstermezse göstermesin bu gece yüzünü Ruhumuzdan kalkan kara bulutlar kaplasın gökyüzünü Sinemizdeki ateş harlandıkça yıkasın yeryüzünü Yüreğimizdeki dağlar uykularında uyansın Sarsın incecik bellerini Çal sen çengi kızı çal, dağılsın saçların Ellerimizde sular serpelim, avuçlarımız toprak koksun Tenlerimizin ateşinde yüreğimiz harmanlasın Sokulalım yalnızlığımızın kuytularına İçimizde ki isimsiz sevdalara, gözlerimiz kan ağlasın Sen unutulmuş ezgilerden çal çengi kızı İçimizi asırlar öncesinden kaplasın bir sızı Seslerin uzak yankılarında bulalım kendimizi Defneyapraklarından örtüler örelim üzerimize Yıldızlardan ışıklar asalım gökyüzüne Göz göze bakışmalarımızda dağılsın yeryüzü Çal çengi kızı çal kemanını Ahşap masalarda boş şişeler kırılsın bu gece Karanlık mahzenlerden, küflenmiş mezeler koy önümüze Yüreğimize sinmiş zehirlerin tortularını silelim Sen çal çengi kızı çal Yüreğimizin karanlık sokaklarında gezelim Bizi bizden alan el kimmiş bilelim Sinemize düşen aşkın gölgesinde bizde ölelim |