HAYME ANA VE OĞLU ERTUĞRUL GAZİYE ÖĞÜDÜ
HAYME ANA VE OĞLU ERTUĞRUL GAZİ’YE ÖĞÜDÜ
Hayme Ana, bir başka adı ile Devlet Ana: Osmanlı beyliğinin, ( Devletinin ) kurucusu olan ve kendi adı ile anılan devletin bânisi Osman Bey’in, ( Gâzinin ) ninesidir. Kütahya’nın Domaniç ilçesinin Çarşamba Köyü’nde bulunan türbesi Sultan II. Abdülhamid han tarafından ihya edilmiştir. Çok çileler çekerek Domaniç’in Yaylak, Söğüt’ün de kışlak olarak verilmesinden sonra bu topraklarda yaşamış ve yine bu topraklarda vefat ederek Cennete gitmiştir, Allah rahmet eylesin. Bu yüce hatunun oğlu Ertuğrul Gâzi’ye nasihatını, ve bendenizin de yazdığı bir HAYME ANA şiirimi sizlerle paylaşmak istedim. Bu günkü mevki sahiplerinin de kulaklarını çınlatarak... OĞUL : Anayurttan ayrılalı yıllar geçti. Deli rüzgârlar önünde oradan oraya savrulduk. Beylik otağını kurduğumuz şu yaylalar artık son durağımız, son konağımız. Oğuz’un yurtlarına diktiğimiz ağaçların kökleri kara yerin derinliklerine, dalları gökyüzünün yüceliklerine uzansın. Ak-boz atlara binip yağı üstüne yel gibi vardıkta Kadir Tanrı gözü pek yiğitlerimizi korusun. Göğsü kaba yerli kara dağlar gibi duran erlerimiz ile kır çiçekleri gibi saf ve temiz, ak yüzlü, ala gözlü kızlarımız Kutlu Kayı Boyumuza gürbüz evlatlar versinler. Altın başla otağlarımız Çarşamba Yaylasını bürüsün. Kayı’nın ve diğer bütün boyların oğullarını Ertuğrul’umla bir tutarım. Onların hepsini soyumuz için Hakk’ın kutsal birer emaneti bilirim. OĞUL: Boyundan, soyundan olsun olmasın insanlara âdil davran. Adaletten ayrılma ki, insanların birlik ve dirlik kazansın. Yurdunda, obanda herkes gezsin. ULULUK İSTEYEN TÖREDEN AYRILMASIN. Bu dünya bir oturma yeri değildir. Yapacağın iyi ve doğru işlerde insanların hizmetinde bulunursan güzel övünçler senin olur. Yüreğinden inancı, ağzından duayı, davranışından erdemi hiç eksik etme. Bir de: Sabırlı ol oğul, ekşi koruk sabırla tatlı üzüm olur. OĞUL : Beğlik DERMEKLE, AĞALIK VERMEKLE olur. Sofranı ve keseni yoksullara açık tut. Nasihat burada bitiyor. Şiiri okuyalım mı ?... H A Y M E A N A “Anadolu’m, Türkiye’m “ diyenlerin anası, Hayme Ana, Domaniç, nasıl da yakışmışlar. Domaniç ki, yörede, olur yaylanın hası, Yazın nasıl serinse, çok sert oluyor kışlar. Yalnızca dört yüz çadır, Ertuğrul Bey başında, Anası Hayme Ana, çadırı burda kurdu. Çadırda yetmiş milyon, tam altı yüz yaşında, Teslim etti gururla, Zübeyde’ye bu yurdu. Asya’nın bozkırından, yemyeşil Çarşamba’ya, Bir ocak yaktı ana, ocak hâlâ yanıyor. Güneş tam arkasında, bakarak gelmiş aya, Vefalıdır bu millet, Fatiha’yla anıyor. Çadıra: “ Yurt “ diyoruz, yurdu dişi kuş yapar, Söküp de çadırları, kışın Söğüt’ü tuttu, O ananın evlâdı nasıl ters yola sapar, Torun Osman Gâzi’yi kollarında uyuttu. Hayme Ana’m, bu devlet, “ Muâsır Devlet “ oldu, Cennette sefânı sür, merak etme bizleri. Bu yurt Ertuğrul’larla, ve Osman’larla doldu, Domaniç’ten, Söğüt’ten, tâkip eder gözleri. Ak boz atlar üstünde, yağız delikanlılar, Emre âmâde bekler, emanetin bu yurdu. Diktiğin o fidanlar, altı asır canlılar, Oğlun Beylik kurmuştu, torunun Devlet kurdu. Vasiyetin gereği, başımız dik, alın ak, Devletlerin içinde gör, haysiyyetimiz var. Dünya bâki kaldıkça inmeyecek bu bayrak, Bir başka torun kurdu, Cumhuriyetimiz var. İsa Kahraman |