APARTMANDAN MANZARA
APARTMANDAN MANZARA
“ Gel de bir manzara gör “, diye çağırdı bir bey, Betondan bir binanın dördüncü katı imiş. Üstü teneke kaplı, olamaz böyle bir şey, Toz, toprak, korna sesi, orası çatı imiş. Önünden bir yol geçer, saatte bin vasıta, Çevre oe ne ağaç var, ne uzakta bir çiçek, Çatının kenarında ağaçtan birkaç çıta, Bardakta sıcak kola, diyor ki, “ Hadi çek, çek “. Dedim, “ Hani manzara, nereyi seyredelim “, Karşıdaki binanın balkonu var karşımda, Manzaran senin olsun, hemen buradan gidelim, Belki manzara yoktur, güzellik var çarşımda. “ Manzara “ dediği şey, kamyonlara bakmakmış, Geçen arabaların, markasını bilirmiş. Seyir de hazzettiği, sigarayla çakmakmış, Manzarayı seyire, nice dostu gelirmiş. Sohbet de olmuyordu, gürültüden, kornadan, “ Nasılsın “ derken bile , inan sesim kısıldı. Klakson da diyorlar, kimi sesi zurnadan, Hâsılı eza çektim, anlatamam nasıldı. “ Zevkler, renkler özeldir “, tamam, saygım var ona, Manzara kültürümü, ne hale getirdiler. Karşıyım da , mecburum, apartman hayatına, Bize çok az verdiler, bizden çok götürdüler. Cennet gibi ülkem de, manzara mı ararsın, Fırsat buldukça gez, gör, her şey İrem’den örnek, Orman da, su başında, ekmeğe tuz sararsın, Baksana her yer güzel, önemli olan görmek. İSA KAHRAMAN |