Bozguna Uğruyor Kelimelerim..
Çok uzun zamandır ıslatmıyor dilim mutluluğu
Dudağım bile unuttu savruk gülüşleri Ruhumdaki yaşlı bir kadın Bağırıyor çığlık çığlığa bırakın beni Kirli bir bakış gibi üstüme yapışan hüzünüm İhtimâl avusu gider diye Yıkadıkça yıkıyorum çektiğim acıları Günebakanın yaprağını siper edip gövdeme Miras vermek istiyorum toprağa gamı, kederi Hercai menekşeler dikiyorum kanımın çekildiği yerlere Sıktıkça avuçlarımı tırnak izlerim tenimde Her mevsim terk ediyorum Ruhumu celladın gölgesine Bir parça mutluluğa bütün hüzünlerime devşirmek için At sürüyorum hiç kimsenin tanımadığı yerlere Bir kelebeğin kanatlarında savrulmak istiyorum uzaklara Ayağıma bağlanmış kaya parçası umutlarım Dibe çekildikçe çekiyor kendim kadar ağırım Bozguna uğruyor kelimelerim Kifayetsiz artık teselliler Eski günleri bir kibrit ucunda eritmek Bir düş kuruyorum kendimce Ebemkuşağının uzandığı her yere mutluluk bırakıyorum Güneşin ısıttığı her yerden Acıları ilmek ilmek söküp Salıp yüreğimi kafesinden Kendimi terk edesim var Sayın üstadım Faruk CİVELEK beye Şiirime hayat verdiği için teşekkür ediyorum |
Göz yaşı damlaları dökülmüş sayfanıza istirham etmiş beden bünyeniz ruh mekanızmanızdan daha derinime vur diye.. bir şeyler işlemiş sol yanınızın tam ortasına.. Hukuki bir skandal misali ortaya çıkar ya sorumsuzluklar.. Sitem de öyle ortaya çıkmış feleğe nispet... Ardışık cümleler var dilimizin farklı kelimelerle aynı cümleye çıkarttığı cinsten... Hüzün var okunurken nereden geldiğini bulamadığım.... Basına sızmış duygular var açık ama sansürlü... Hüsran var bana malum oldu malum bana ancak malum olabilir... Fikir üretmek için okunmalı bazı şiirler ama bu şiir fikir olabilmek için okunmalı.. kime yazıldı bilinmez ama fikirsizmiş diyelim.... Mutluluğu yakalamak için yada kaybettiğimize sahip olmak için harcadıgımız çabanın eseridir...
Ne gariptir ki sizden başkası yazamazdı... İlginçtir ki bunu da ancak sustum diyerek bitirebilirim
SAYGI VE TEBRİKLERİMLE
İSMAİL YILMAZ