yalın ayaklı düşlerşehla bir üveyik bıraktı ve kızıl bulutsu bir şey düştü gökyüzünden tuttu serçe parmağımdan gidenlerin hepsi döndü dönenler yurduna gitti gecenin ortasında bir sokak lambası gibi loş ayaza verdim sırtımı nefesimden üşüyen tek kişi olsa olsa bu ayrılıktır düşlerim sıcacık bütün sebeplerim sendin sen bütün sebeplerimin içinde aynalarımı kıran yüz ihtilal çocuğu ömrümün asma dalında sallanan beyaz şarap tortusu anlamayabilirim seni ama ne olur bana kızma bir hat üzerinde ikimiz iki kesik çizgi gibiyiz istikbal yokluğundan mesul inan ben değilim değilim yüzünün perdesi göğsüne sinen ağrı bir keresinde nasıl olur unutmuştum seni üstünden kaç asır sancılı geçti gitti bilmem gözlerin heyecan dolu gözlerin bir avuç boncuk içinde saklıyken seçilebilen tek renk körün aklındaki nokta kavuşmak sevgilim |