KADIN VE GÜL-2Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiir gamla yazıldı, onurla ikram edildi. Davete icabet sünnettendi ama nefret her zamanki gibi icabeti çiğnedi. Kin galebe geldi. Her yer kapkara oldu, siyaha boyandı şan! Yine Sevdanın afakında gün karardı, aşka canını verdi can. Bir kadın; ruhu ezelden yaralı bir kadın, sığındığı limanda her zamanki gibi usul usul ağladı. Onu kimse göremedi, yalnızca şair hissetti, şiir oldu, mısra oldu dil oldu. Nefreti besleyenler değil, nefrete hedef edilenlerdi en çok utanan. Kadın, Allahına sığındı her zamanki gibi, kolu kanadı kırık yen içinde. Kar yağdı Başkente, acıyı, elemi, siyahı saklamak için tutam tutam kar yağdı sokaklara, caddelere, evlere. Başkenttin bir ucunda yine bir kadın ağladı, diğer ucunda ise bir gül! Nefret iklimlerinde kendine kıydı gönül. Dökülen her kar tanesinin altında boynunu büktü ödül. Kine, öfkeye, şiddete ve nefrete karşı yine de; bembeyaz sayfalara yazıldı Kadın ve Gül!
Seherlerde nur yağar, gül bahçesinde şebnem.
Helal saatler başlar, sır alınır geceden. Gülün kalbinde sızı kadın kirpiğinde nem, Tebessümler çalınır sırça köşklü eceden, Rahmet iklimlerinde kendini gizler matem! Hangi masum busedir aşığın ellerinde? Hangi sisli hatıra nazarı beyaz gülün? Bozulan son yeminle şu yaban ellerinde, Kadın sessiz ağlarken, canı yanar bülbülün. Gün kaybolur ansızın gülün hayallerinde! Yürek hırsızlarına yastık oldukça döşü, Kördüğüm olur kadın, çilesiyle solar gül. Sevdaya kurulmazsa, gözyaşındaki düşü, Alevlerle tutuşur kendine kıyar gönül. Cam kırığı hüzünler talan eder gülüşü! Umursamaz dünyayı bir muhayyel bakıştır. En koyu kıvamında, derunda pişer çile. Secdeyi öpen başta yazılanlar nakıştır. Bir gülün, bir kadının sitemi düşer dile. Mumda eriyen sabır nedameti yıkıştır.! Masumiyet hıçkırır açık avuçlarında. Süzülürken iffeti ay yüzündeki aktan, Yaldızlar kümelenir çözülen saçlarında. Gül cevherini alır, sarındığı kundaktan. Kadın yine meczuptur aşkının uçlarında! Hasrete boyandıkça teslim olur kedere, Gülün goncasında nem, kadın yüreğinde yaş. Hükmü bitince sözün dudak büker kadere, Olgunlaşan acılar dökülür yavaş yavaş. Kadın aşkını işler candaki mücevhere! İlk vuslatın rüyası, dillere düşen halvet, Varoluşun sırrıdır süregelen bu nizam, Gülün muhtevasından süzüldükçe asalet! Hislere meydan okur manadaki intizam Kadının sükûtuyla gülde ağlar ihanet! Taze çiğdir gözyaşı, kadın ruhunda yâre Çölü tutuştururken, kalbini oyar buzun. Sessiz çığlıklarını duyuramaz o yâre, Vefayı yoran ahlar, çıktıkça uzun uzun Sabır katmeridir gül kadın gökte Sitare! “Gül mü kadına benzer, kadın mı güle bilmem? Ben bir gamlı bülbülüm, zardayım gülebilmem! ” (Sevim YAKICI) ŞAİRİN NOTU: (Görülen lüzum üzerine 22.03.2011) ** üMRANİYE BELEDİYESİNİN DÜZENLEDİĞİ yarışmada mansiyon alan eserim" ZAMAN ZAMAN İÇİNDE" henüz yayında değildir. |
Hangi sisli hatıra nazarı beyaz gülün?
Bozulan son yeminle şu yaban ellerinde,
Kadın sessiz ağlarken, canı yanar bülbülün.
Gün kaybolur ansızın gülün hayallerinde!
sevim hanım kutlarım.