ÇEŞM-İ ŞEHLÂ -II-
Sapladı aşk okunu, daha ilk gördüğüm an
Beni benden eyledi, çeşm-i şehlâ bakışlım. Attı aşkın nârına, acımadı bir vakit Beni candan eyledi, çeşm-i şehlâ bakışlım. Kovamam hayâlimden, gece rüyâma girer Beklenmedik bir anda, bakarsın gönül kırar Kalan ne var mâziden, devirdi birer birer Beni dünden eyledi, çeşm-i şehlâ bakışlım. Gözü zülüfle kaplı, yüzü bir dolunaydı Müjeler delen oksa, ebrûlar birer yaydı Beklenmedik bir anda belki de bahtım kaydı Beni senden eyledi, çeşm-i şehlâ bakışlım. İnan böyle acıtmaz, ne hançer ne de teber Duydunuz mu bilmem ki, bundan da kötü haber? Bir aşk için nerdeyse, bir kara gözlü dilber Beni dinden eyledi, çeşm-i şehlâ bakışlım. Hedefe götürmeyen, neyleyim oku, yayı Hâfızam allak bullak, ne harf kaldı, ne sayı Her canlıya yer varken, şu koskoca dünyayı Bana zindan eyledi, çeşm-i şehlâ bakışlım… 16/08/’08 Hanifi KARA (*) Çeşm-i şehlâ: Hafif şaşı, yan bakan, dört gözle bekleyen göz. |
mükemmel.
kaleminize bereket hocam.