Yıldızlar Der Dest olmuşAsırların gökyüzüne vurduğu mühre bir bak Işıklar saçarken yeryüzüne Kuş konmaz, kervan geçmez sokaklarında Karanlıklara yürüyorum inan ki Ey sevdayı Göğsümün üzerine çalı dikeni olarak diken sevdalı Yitik şehirlerin son duraklarında Şimdi gözyaşlarının altında nasıl ıslanıyorum Bilemezsin ki Alt alta üst üste kurulmuş sofralar Binlercesi bir safta Kavgalar yok suskun hazan bahçesi Yarım asırlık ömür içerisinde çırpınan hayat Yarım metrelik çukura sığınmış Üşüyen bebeğin kucağında ağlıyor sanki Ölü bir şehir doğmuş yüreğin içerisinde Yıldızlar der dest olmuş Diz çöküyor sinemin üzerinde Sevdasına ağlayan bir garip ölmüş Söylesem inanmazsın ki Ey bülbüller otağında kurulu, gonca Gül dikenleri dalımda kurudu Son esen yel, gönül diyarımdan, sahra yeliydi O da göğsümün üzerinde nasıl durdu Anlayamazsın ki Yabancı diyarım belki de uzak illerinde Yolcusuz bir hancıyım bilesin ellerinde Yorgun düşmüş bu beden ahu gözlerinde Göremezsin ki Bir tutam selde Kaybolmuşum son ayak izlerinde Kuru toprak misali Gelsem, kapına yüz sürsem göğsüne Gözyaşlarınla ıslatamazsın ki Hali perişanım gözlerinde ağlayan Belki de son yolcu Çözülüyor ellerimde, duvağın Karanfiller kururken yatağımda Son sularım kaynıyor belki yanan ocağımda Sinemdeki ateşlerde nasıl kıvrandığımı Sen bilemezsin ki |
Binlercesi bir safta
Kavgalar yok suskun hazan bahçesi
Yarım asırlık ömür içerisinde çırpınan hayat
Yarım metrelik çukura sığınmış
Üşüyen bebeğin kucağında ağlıyor sanki
Fark yaratan dizelerinizden dolayı kutluyorum şairim,yüregine sağlık.
Saygılarımla...