Kayıp Şehrin Sevdası
Ötesini hiç bilemediğimiz, ıssız uçurum kıyılarında
Kayıp şehrin sevdaları, sustururken benliğimi Umut gözyaşları süzülürken dudaklarımdan Yaşanmamış solgun aşk sofralarında, Sorgulara çekilirken yüreğim Söyle neredesin Üryan gecelerimin soluk yüzü Soldururken yıldızları gözlerimde Parçalanmış dağınık bir hayatın Yıkık ören yerlerinde solurken nefesini Yokluğuna bir sigara yakıp titrerken ellerim Çiy düşümü otlarda alev alırken bedenim Söyle neredesin Hüzün çiçeklerim derilirken tarlalardan Dağlarımda karlar eriyip, sularım çekilirken ovalardan Sam yeli vurup, yerlere düşen başaklardan Yalın ayak bastığım topraklardan, sorgulanırken yüreğim Söyle şimdi neredesin Saf çocuk masalları sızlatırken yüreğimi Saçların tel, tel dökülüp acıtırken sinemi Kirman çevrimlerinde bıraktığın yaşlı gözlerimi Çıkrıklarda sarmalayıp sorguladığın özlerimi Ten kokularında dağıtırken Söyle şimdi neredesin Katran gecelerde, gizli bir ağıt dökülürken yeryüzüne Kardelenler ağrılı ve sancılı gelirken gözlerime Umut tohumu bile ekemediğim kahverengi gözlerde Kıraç mezralarda susuz düştüğüm dehlizlerde Zehirli akreplerin, sancılandığım döşlerinde Pan zehirlerini ararken Söyle neredesin Alna bırakılmış kader çiziklerinde Papatyalar açılıp kururken üzerinde Menekşeler solarken buğday teninde Gonca güller kuruyup solarken ellerinde Sensizliğe sorgulanıp Çarmıha çekildiğim yalnız gecelerde Söyle be ceylan gözlüm neredesin |