kirli son
nergiz rüzgarı sindi saçlarıma ,zaman sensizlikken
kayıp surlarında üşüyor şehrin gölgesi gövdesi, başı vurulmuşçasına yalnız ve olmayan gözlerini duyuyorum, herşeye, hiç kimseye aldırmadan ... kırmızı papuçlu kadehlerde içildi en efsaneler sessizlikle yetinir anıların ucu bucağı bir kaç adım saklamalıydı gece, yolcusuna, son vapur, son limanda yakamozu yudumluyorken.. kalbimin kurnasında; baran mevsimi, gök yüzüne yağıyor tozu toprağı hasretin ikamesiz adreslerde alıkonuldum, unutuldukça çıkamadım kapısız odasından dünyanın penceresiz düşleri alıp gelmez uykular kış görmeden yeşeren papatyalar açmadan.. dal budak çürür bedeni ömrümün, mayalandıysa azap şafağı; cemre sıcağıyla yazılır şiirin gamzesi alem-i cihan susmalı ağıdına aşkın yalan olmayan seni, sana haram yaşatmalı kader tek gerçeği teniydi bende, dili kusura özür kalan, bin cuma sevdamızın sakladığı adımların velayetini, yolcusuna verir gece son vapur bildiği bu saati, son rıhtımda voltalarken azrail uğultular kesilir, el ayak çekilir kalabalık cümlelerden mührü hükümünü basar , kilit vurulur nefes defterine... AŞKA ECEL FIRSATI karan |