YAŞI ON İKİ YA DA ONÜÇTÜ
yaşı on iki, ya da on üçtü,
oyuncak kokuyordu o körpecik elleri, makyajlı ciddiyeti bile biraz gülünçtü, bakışının şifresi anlamsız denli güçtü; tedirgindi pusuda toy bir avcı benzeri. otel ışıklarının reklam vitrinlerinde gölgesine basarak sanki büyürcesine kapılarak şansını zorlamak hevesine mutluluk düşlüyordu odaların birinde. beklediği beybaba gelince apar topar koştular merdivene... kahkahalar yükseldi. ille bana intihar çığlığı gibi geldi bu sevinç ifadesi son model kahkahalar. ‘dur gitme’ diyemezdim, kesemezdim yolunu, asansör kapısında o öpüş ne öpüştü! nedense torunuma benzetiverdim onu ve gökler gürültüyle sanki başıma düştü; yaşı on iki, ya da on üçtü |
Sevgi saygılarımı sunarım...