İKİ KİŞİLİK OYUN...gecenin bir yarısı.. düşlerine serilmişim sere serpe, ayrılık kabusunun birinci perdesinde. diz çökmüş seni selamlıyorum. bir alkış tufanı ki sorma. en güzel ben oynamışım. ya da oynatılmışım. sahne alaca karanlık, alacası sen, ben karanlık. yarı üryan yanı başında, ağlamaklı figüran. üst perdeden yaşıyorsun, oynuyorsun.. replikler sancılı. ayrılık, ayrılık, ayrılık! diyor ben suskun metni unutmuş, süfle geliyor yüreğimden, hadi susma..! kanıyorum,.. durma.. yalvarırım de gitme de...! henüz çok erken.. anlamıyorum, aşk oyunuydu bu. iki kişilikti bir de.. şimdi hangi perdeden sonra, konuya hangi gizli el uzandı, ayrılığa dönüştürdü. sen ve ben ...iyi de kim o zaman, sahne de bana küs, sana hayran rolünde.. gecenin bir yarısı.. düşlerine serilmişim sere serpe. monolog--ikinci perde.. sahne benim, seyirciler benim. başrol de ben. oh..! sensiz bir oynuyorum ki: kimse, ayrılığı böyle yaşayarak anlatamaz, ağlamaz, gülerken gözleri. tek başıma tüm şairlerin, mecnunların, ahmakların taklidini, içe dönüş felsefesiyle oynuyorum. replik...hey dinle..! aşka aşık, yaramaz yüreğim. nasıl da kandırıyorum seni.. maskeler ardına kilitli kokuşmuşsun. gittin oyun sonlanmadı. kapanmadı hala perde. ben çelimsiz,kör bir dilenci. yine de aşk dileniyorum. her akçe avucuma koyulan, üstünde senin resmin. ben öyle sanıyorum. sen deyince..yine unuttum repliği.. bağırıyor süflör yüreğim. ya, ben sana kaç kez söyledim..! desene gitme yalvarırım, daha çok erken..! gecenin bir yarısı.. soğuk soğuk uyumuşum düşlerinde. saat seni çalıyor.. ellerim titreyerek kapatıyor seni, gün doğuyor, ve perde kapanıyor.. |
ellerim titreyerek kapatıyor seni,
gün doğuyor,
ve perde kapanıyor.. "
Ne veciz ifadeler, ne derin sözler var her bir şiirinde. ...Nasıl bu kadar güzel ve etkileyici olabiliyor?