kırlangıç yolu gözleyenler içinve gülüyorsam yüzüne zamanın tahterevallilerden düşen o çocuklar gibi ağlayarak her an aldırmaz görünüyorsam cennet cehennem işlerine bu bile yalan benim de bildiğim sırların var bir gece yarısı molada duran otobüslere saldırdı naneli şeker satan çocuklar karanlıktı seçemedik yüzlerini polisler kimlik sordu sonra sonra tek tük ölenler oldu içimizden maziyi en kolay anlatanların yağmuru görünce parkaları yırtıldı güneş bir eşkıya omzuydu onlara yaslanmaktan çok yıprattıkları cem edip yokluğunda geceleri lüks ışığında gölgelerle seviştiler kirletilmemişlerdi severken biçarelerin üstüne yazılan kader nasıl da mazlumun halinden anlar sorgularda geçen ömrüme sorsam kimin için bu suiistimaller söylemez şehridir içimde her diyar kim gelir kim gider bilinmez bir anlaşılmaz heyuladır gökyüzümüz güzel gözlerinin düşmanı hayat meyden anlamazların halini sorar ney’den anlayan bekler şimdi sizi Tanrı düşmanlarının hesabı tutmaz |
Şiirin keyfini yarın da çıkarmak üzere arşivime kaldırdım...
Ayrıcalıklı bir kalem tutuştu
Beğenim ve Saygılarımla