bak...
bak....
ellerimin karanlığı mısralarım, gün gibi seni aydınlatıyor... bak... can havliyle yeşerttiğim sevdalarım, bir anne gibi seni sarıp sarmalıyor... bak... geçmişimin en derin koyları, bir perde gibi seni ben eden günahlarımı kapatıyor.. bak.. ne konuşacağını bilmeyen lal dilim, bir şair gibi seni şiirle besliyor.. bak... benliğimdeki kör kuyular, yusuf gibi seni gönlüme melik yapıyor.. bak... diyorsa da ta derinden sana gönlüm, haps etmişsin beni gözlerine, bakmak istede bakamıyor... |