ARAYIŞLAR YA DA UMUT
herhangi bir yer ve herhangi bir zamanda, bir arayış ve bir yolculuk,
gökyüzünde. . . /sayısız yıldızlar arasına saklanmıştın. pusulam gözlerini göstermeseydi eğer, seni nasıl bulacaktım/ engizisyon hükümlüsü gibi ortaçağda ve karanlık bulutlar ülkesinde boynunda giyotin izi yeryüzü kaçkını ben, telaşlı gök gezgini halinde ışıksız bir pervaneyken, dünya ihtirasa dönük alışkanlığına mağlup döner ha babam döner güneşin yörüngesinde, sözde çok mahcup. biliyor musun böyle zamanlarda, nasıl yorgun küfürlerle doluyorum pegasus yanımda olsaydı şimdi, onunla kanatlanıp uçardım diyorum ama çaresizlik deli gömleği, ölüm gibi baktım yolumdaki kara deliğe bıraksam kendimi, atlardım içine biliyorum, son cesaretimle. derken bir gong çalar yüreğimde, çıkar kafesinden pusulamın ibresi yıldızlar arasında saklanmış bir yıldızı gösterir, işaret parmağım gibi sana hep söylemiştim ben, gözlerin kainat derinliğinden de derindir senin o karanlık dehlizlerinin meşaleleri, benim güneşimdir. sonra kim bilir, belki göktaşlarını birlikte toplarız yere düşürmeden sonsuzluğa yol yaparız samanyolu yanına, ama önce tut ellerimden sanki birazdan uyuyacak ve aynı yastığa dökülecekmiş gibi terlerimiz işte böyle gel gir rüyalarıma her gece yeniden, üşümeden yüreğimiz. . . . . . . ve bir başka yer ve zamanda, bir başka arayış ve bir başka yolculuk, yeryüzünde. . . /kumsalda kum taneleri arasındaydın. gözyaşlarım üstüne düşmeseydi eğer, seni nasıl bulacaktım/ Cevat Çeştepe |