altı üstü aşkKaranlığın ilk damladığı geceye Alnımı sürüyorum Beklemenin sabrı yok Kısa bir nefes lazım bana Aniden ölmek için Bir düş Bir düş ki yakaza gibi Ellerin gibi masalsız çıplak Seni ölmeseydim hayatıma Bu kadar sevmezdim Kendime sus’larım var benim Sana küslerim kadar Kaybettim dünle savaşlarımı Şu an Sancılıyım dil ucumdan boğazıma Bir çığlık mesafesi Asılsam kulaklarına Bir avaz da düşürürüm Hayal çocuklarımı Aşk işte altı üstü Yer beyaz gök beyaz Şehri terk eden kuşlar beyaz Cennetinden kovulan ahh! gibi Tel tel dökülen günah gibi Bir asır gibi işte Sen ne dersen de Başımda gölgesi bembeyaz Can kıyısından alnıma döşenen deniz Hangi dalgaları geçip bana yüzecek Parmağında zehirli yüzük taşıyan Kadın erkek herkes Dokunmadan yıkılan kumdan kaleler Onlar böyle, Bizimse Çürümüş toprak gibi visalimiz Al şimdi seni yüzüme vur Dur Topla çaresizliğimizi Giremediğimiz kapıları çarp Şimdi parçala böl sol yanımda Hesabı düş benim ömrümden Çünkü bin kere dünyaya doğdum Bir kere aşka öldüm ben |
Hangi dalgaları geçip bana yüzecek
Parmağında zehirli yüzük taşıyan
Kadın erkek herkes
Dokunmadan yıkılan kumdan kaleler
Onlar böyle,
Bizimse
Çürümüş toprak gibi visalimiz
Al şimdi seni yüzüme vur
Dur
Topla çaresizliğimizi
Giremediğimiz kapıları çarp
Şimdi parçala böl sol yanımda
Hesabı düş benim ömrümden
Çünkü bin kere dünyaya doğdum
Bir kere aşka öldüm ben"
mükemmel duygular.harika bir şiir olmuş.saygılarımla