TÜRKÜLERİMİZ
Zamanla eskimez, o dünden beri
Bizi çalar/söyler, türkülerimiz. Düğünde/seyranda, neşe saçarlar Gönlümüzü eğler, türkülerimiz. Dökülür notaya, buutlarıyla Sazıyla/sözüyle, hem utlarıyla Onca destanlaşmış, ağıtlarıyla Sînemizi dağlar, türkülerimiz. Ezgimiz aratmaz, en güzel balı Bülbülün konduğu, nâzenin dalı Asırlardan beri, o halkın malı Bizi bize bağlar, türkülerimiz. Kara koyun suya onunla inmiş Kavalın sesiyle, dertleri dinmiş O öyle ki halkın, içine sinmiş Bir dokunsan ağlar, türkülerimiz. Ruhları okşuyor, yanık bir sesle Besteyle/güfteyle, neyle/nefesle Bir önceki nesli, sonraki nesle Bağlamayı sağlar, türkülerimiz. İçinde saklıdır, öfkesi, nazı İnsanı coşturur, kemanı/sazı Öyle iğneler ki, oğlanı, kızı Hem yerer/hem yağlar, türkülerimiz… 31/01/’11 Hanifi KARA |
yıllar önce sevgiliye yakılan bir türkü bu günde aynı güzelliğiyle yürekleri titretmeyi başarıyor. türküler üstüne çok şey söylenebilir hem de çok...
siz gayet güzel dile getirmişsiniz. yürekten tebrik ediyorum hocam. selamlar.