Işıkllar Söndü Dost
Yalnızlık çöker gecenin ortasına
Yıldırım düşer duygulara Gökyüzü yeryüzüyle birleşir Zindan gece yüreğin ortasında aydınlanır Sorgularsın hayatı kendince Sarıldığın her yaprak, kuruyup gazel olur ellerine Sırtını dayadığın ağaçlar kökünden sökülür Dost diye tuttuğun el yılan olup çöreklenir beynine Kene gibi yapışmıştır beline Kan emer, kan kurutur senelerce Her şafak katranlık doğar Karanlık çöker özüne Dost bağına ektiğin ümitler çürür Yetişende kof düşer yüzüne Sinene gömdüğün dostlar kangren olmuştur Kan damlatır gözlerinden senelerce El açıp bağına geldiğim Dost bilip gönül yüzü sürdüğüm Bir cam parçası gibi düşerken ellerimden Kangren yaralarımı kanatma Zeytin çekirdeğine gizlediğim ümitlerimi Tuzlu çorak topraklara ekme Özüm beden üzerinde balçıktan bir toprak Üflenince dalda can bulurmuş yaprak Hayat dünya üzerinde sürgündür Ancak anlarsın yaşayarak Ey dost yılan kıvrılır Çanak olur girer deliğine Dokunmazsan boşaltmaz zehrini üstüne Şimdi dost muhabbet bağında ümitlerimiz kördüğüm Sessiz sedasız yüzünde öldüğüm Dilek dağlarına karanfiller diktim Sonu yok mağaralarda çile şerbetleri içtim Gül dalında ham dikenler biçtim Dost verdin elinden dil zehrini içitim Ben o karanlık sokaklardan çoktan geçtim Işıklar söndü dost Aydınlık yolları artık sensiz seçtim Nurettin Aksoylu |