DİLÂRÂ -II-
Mızrap dokununca birden inliyor
Teller de mi dertli, yoksa Dilârâ? Gönül penceremde asılı durur Tüller de mi dertli, yoksa Dilârâ? Nice başlar yâr önünde eğilmiş Gönül gütmek hiç de kolay değilmiş Bunca çile üst üstüne yığılmış Yıllar da mı dertli, yoksa Dilârâ? Tadan bilir aşkı, aşkın aşından Belli eder gözündeki yaşından Baharından sonra aşkın kışından Eller de mi dertli, yoksa Dilârâ? Neler çektim neler aşkın elinden Bir coştu mu geçilmiyor selinden? Kim ayırmış o cânânı gülünden Bülbül de mi dertli, yoksa Dilârâ? Yeni buldum o sürmeli maralı Kimler koymuş aşka, bu zor kuralı Gülistan boş kalmış bülbül yaralı Güller de mi dertli, yoksa Dilârâ? Aşkı verdi; fitilini yakmıyor Ne yapsam da hâyâlimden çıkmıyor Bir kez olsun sarmak için kalkmıyor Kollar da mı dertli, yoksa Dilârâ? Âşıklara, aşk ücreti peşinmiş Gözlemekten ufuk dahi aşınmış Gece/gündüz, Kara/kara düşünmüş Yollar da mı dertli, yoksa Dilârâ?... Hanifi KARA |
Bir coştu mu geçilmiyor selinden
Kim ayırmış o cânânı gülünden
Bülbül de mi dertli, yoksa Dilârâ?
Kelamına sağlık hocam, kutlarım kalemi;
saygıyla...