Sadâkât Pazarı
şairin ilkyaz çiçekleri ile süslediği
görkemli şiirlerine döşekti ebemkuşağı akşamın kızıllığını kim parıldatabilirdi o’nun kadar hassas gönül vadisine vadedilen gülleri morfinlediler hüner sayarak kendini nasıl bir yaraya kabuk gördüler de bu kadar gaddarca örselediler kimbilir o yine aşk’a hizmette himmet var dedi kırsalarda onur kusan kalemini sakalında kan kuruttu yılmadan sabretti ’lâ havle’ diyerek tüm iklimleri önüne katan gelincik kokusuna hicvederek direndi geri dönmedi ah şair bir yandan güvercinleri doyururken sanki kendi makberine gönüllü bir bekçi aşk’a muhbirlikten yaftalı hükümle fişlenirken gökyüzünü pembeye boyamaktan da sabıkalı.. sadâkât pazarında gece gündüz nöbetçi gibi aşk belâsı üstüne yıkılalı akrep izlerinin dövme kaldığı bedenine akşamın alaca karanlığını ten çekerek maşuğun paçasına tutundu son bir lirik şiire sır sürerek usulca toprağın koynuna sokuldu Faruk Civelek |
Muhteşem özgün ifadelerle donatılmış bir şiir okudum kaleminden.
Sadakat pek kalmasa da daha kökünden dinamitleyemediler.
Yüreğine bin sağlık.
Tebrik ve saygılarımla.