ANA CAN
Ölür sanmıyordum, ben asla seni,
Kabullenmek zormuş, zormuş, ana can. Hem ANA, hem ÖLÜM, olmaz diyordum, Yüreğimi yakan, kormuş, ana can. Haber verir sandım, MELEK gelince, Kime kalır âlem, sen de ölünce, Dünyayı çok geniş sanırdım önce, Sen gidince gördüm, darmış ana can. " Reçel var, al götür " demiştin, raf’ta, Yeni konuşmuştuk, tam geçen hafta, Yalnız, sevdiklerin değil di, saf’ta, Melekler namaza durmuş anacan. Çoluk, çocuk, torun, telaşlı başım, Avutmuyor beni, dostum, yoldaşım, Yarım asrı geçmiş, nüfusta yaşım, Sana ihtiyacım varmış ana can. Dört cana can verdin, birisi kızın, Gülüp eğlenmiştik, daha bu yazın, On adım atınca ağrırdı dizin, Yükün çok ağırdı, yormuş ana can. Ayım, haftam, günüm, hatta ân’ımda, Burukluk gitmiyor, şu sol yanımda, Hani, sevmediğin Hatça hanımda, Sen hastayken, seni sormuş ana can. Zannımca şeytanı ettirdin iflas, Sendeydi kanaat, sendeydi ihlas, Yüzünde nur vardı, yalnız sana has, Giderken bizlere vermiş ana can. Topraktın, toprağa gittin nihayet, Bu dünyaya veda ettin nihayet, Son bina mezardı, yattın nihayet, Rabbim rahmetini sermiş, ana can. İsa Kahraman |