Yaşama Sevinci
Yaşama Sevinci
YAŞAMA SEVİNCİ Ben seni, aç bir bebeğin gözlerinde gördüm; Emerken bir annenin ahududu başlı memelerini. Bir kuş palazının, Göğe doğru açılan ağzında gördüm seni; Uzanırken almak için annesinin getirdiği yemeği… Sendin bu dünyayı şafakla bir uyandıran aydınlık Sendin güneşle bir doğmaya hazırlanan dağlarda. Meyveye durmuş her ağacın, Kırıldı kırılacak kollarında Sendin direnmeyi mübarek kılan İnatla ve sabırla… Ben seni, yoğun bakım ünitelerinde gördüm Hastane kapılarında, dünyaya atılan bir çığlık gibi… Sekiz saat karanlığın ardından Bir maden işçinin gözlerinde gördüm seni Tebessümle terk ederken terminalleri. Daha güneş doğmadan, Oluk oluk boşalırdın yaşamaya kapılardan. Kör karanlık sokaklardan geçerdin İtinayla yürürdün taş döşeli kaldırımlardan. Bazen bir gemi olurdun alıp başını giden Bazense bir uçak seferinden yenice dönen Trenler, otobüsler olurdun… En çok da bir insan, Hepsiyle bir yerlere durmadan gidip gelen… Sen, ne kadar anlamlı ve güzeldin Ne kadar kahramandın İspanya’da içsavaş vakti. Bir yürekten bir yüreğe umutlar taşıyordun Aşklar taşıyordun henüz yaşanmamış hiç birisi. Ben seni, bir Cezayir sabahında gördüm Geçerken büyük çölü güneyin Berberileri. Gördüm Şili’nin doğusunda, her şeye rağmen Bizimkiler birer birer yeniyorken ötekileri. Sen ne güzeldin, ah ne güzeldin ah sen Manisa’da,istasyon caddeside bir mayıs vakti Sıcacık bir ekmeğe sıkıca sarılır gibi Utanarak tuttuğumda ellerini. Sana umutlarımı anlattığımda hiç yorulmadan Gözlerine baktığımda ve sessizce ağladığımda Sen ne güzeldin, ah ne güzeldin ah sen… Ben seni, bir mahkûmun sesinde gördüm İçli ve kahırlıydın bir sevda türküsü gibi Biraz özlemdin, biraz sabır, biraz yüreğimde ürperti Her şeyin bittiği yerde sen başlardın Her zaman en sona bırakırdın, en güzel yerlerini. 24 Ocak 2010/Bişkek |
Tebrikler,
selamlarimla,saygilarimla.