BEN Kİ SINANMAKTAYIM
BEN Kİ SINANMAKTAYIM
Ben ki sınanmaktayım, Yüreğim bir kez daha sınanmakta… Biliyorum, ağzımda acı bir sudur aşk Ve sol yanımda patlayan O mekruh şark çıbanlarıdır… O mekruh şark çıbanlarıdır; Dağılır bedenime çürümüş kan tadıyla her gece. Benimse başım bir kez daha önümde kalır En sevdiğim yerlerimden vurulurum en sevdiğimce. Aşk adına bir tortuyum şimdi ben, Seninle başlıyorlar Araf’taki sorguma. Sen flusun, aşk da flu nedense uzaklarda. Telefonlarda ve bilgisayar ekranlarında Hasta ruhlu insanlar geçiyor aramızdan Mutluluk deyip haykırıyorlar Aşk deyip inliyorlar, elleri hayâlarında. “Neden?”lerim ve “niçin?”lerim tükendi artık Gördüm serlevhada bütün doğruları ve doldum. Gözlerindi şahidim Ve sustukça konuşan dilinde saklıydı her şey. Eller, ellerini tuttular, bense kalbini Susturdum geceyi ve karanlığı İşlediğin her günaha senden önce ben soyundum. Ben ki sınanmaktayım, Yüreğim bir kez daha sınanmakta… Günahım sorulmakta geçtiğim şehirlerden, Bir dağın ağırlığı, içimde öylesine durmakta. Oysa görenler sevda bilirdi bunu Seni ağlarken gökyüzü Ve sokaklar seni dağıtırken canavarlarına Küçük ve sarışın Yeşil gözlü bir kız düşerdi sol yanıma Acımı sevdiğini sanırdım Ve yüreğimin içinden geçtiğini Her sabah aşka giderken. Oysa bir çileymiş çektiğim benim Sevda diye bildiğim benim dağlı yanımmış. Şimdi, kanamalı bir yarayım bu şehirde Sen de bir yarasın Günahlar doğurursun ikide birde, İhanetler emdirirsin, bilmediğim adreslerde. Bundandır helalleşmem içimin ağlayanlarıyla Bundandır yalın ayak yollara düşüşüm… Çünkü yolum çakır tiken tarlaları bundan böyle Ve yılanların kudurarak seviştiği haziranlar Seni aşk diye öptüğümde Söylenişin kulağıma üç kere. 22 Ağustos 2010/Salihli |