HASRETLİK
Ben o yâre öyle ki, bağlanmışım yürekten
Ne yapsam da kopamam, özüm özüne hasret. Sense benim Leylâ’m ol, ben peşinde bir Mecnûn Çöllerde dolaşalım, izim izine hasret. Tâ uzaktan öyle ki, o beni büyülemiş Yürekten vurmak için, en güzel söz söylemiş Edâ, işve, naz, sitem… Hepsini cem eylemiş Alıştım ben nazına, nazım nazına hasret. Mâdem bu yola girdik, hâlis olsun âmâlin Engeller kalkana denk, kimse bilmesin hâlin Şimşek gibi de olsa, göster bir an cemâlin Öyle uzaktasın ki, yüzüm yüzüne hasret. Bir yudumda içelim, aşkı güzel demle de Sağlam bir kale gibi, düşmesin bir hamlede Bazen gözbebeğimde, bazen düşen damlada Saklarım ben özümde, gözüm gözüne hasret. Bileği hiç bükülmez, âşıklar aşka kansa Kerem, Aslı misâli, tutuşup birden yansa Ne zaman ki “bitanem”, diyerek beni ansa Kulak o anda çınlar, sözüm sözüne hasret. Yârden bir selâm yoksa, gönlü nasıl eylesin Sen orada ben bur’da, Kara’m sensiz neylesin Tüm makamlar, besteler, seni çalsın, söylesin Elimdeki mızrabım, sazım sazına hasret… 18/11/’10 Hanifi KARA |
çok güzeldi buram buram hasret kokuyordu dizelerinizde
Tebrik ederim saygılarımla